MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/12/2015 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile staj eğitimi nedeniyle alacak istenmesi üzerine mahkemece adli yardım talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 27/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, staj ücreti alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili; müvekkilinin... Kız Teknik ve ... Meslek Lisesinde öğrenci iken,... Kreş ve Gündüz Bakımevinde staj yaptığını, ancak staj ücretinin ödenmediğini belirterek, müvekkilinin staj ücreti alacağının tahsilini istemiştir.Mahkemece, tüzel kişiliğe haiz olmayan davalının davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; dava dilekçesinde davalının temsilcisine ait açık kimlik bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK"nın “dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119. maddesinin (ç) bendinde “Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri” dava dilekçesinde bulunması gerekli hususlardan biri olup; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim, davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır” hükmü bulunmaktadır. Şu durumda, davacının HMK m.119/1-ç bendine aykırı davranması nedeniyle anılan Kanun m. 119/2 uyarınca davacıya bu eksikliği tamamlaması için mahkemece bir haftalık kesin süre verilmesi gerektiği halde, kanunun bu amir hükmüne uyulmadan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.