Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4510
Karar No: 2020/6872
Karar Tarihi: 17.12.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/4510 Esas 2020/6872 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/4510 E.  ,  2020/6872 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, dava davalıların isnitaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince başvurunun kabulü ile davanın reddi yönünde verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil ve tenkis isteklerine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacının mirasbırakanı olan annesi ...′ün ikinci eşinden miras kalan taşınmazlardaki haklarını rızai taksim ve satışlar suretiyle muvazaalı biçimde davalılara aktardığını ileri sürerek davacının miras payı ve saklı payı oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiş; aşamada, bilirkişinin hesapladığı tenkis miktarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlardır.Davanın tenkis yönünden kabulüne ilişkin mahkeme kararına karşı davalıların istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince yerinde görülerek, muris muvazaası ve tenkis koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Getirtilen kayıt ve belgelerden:Davacının mirasbırakan annesi ...′ün 2. eşi olan ...′ün 07.12.1987 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi ... ile ondan olma çocukları ... ve ... ve de birlikte olduğu ...isimli kişiden olma çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ...′nin kaldığı; ...′ün de 24.08.2011 tarihinde ölümüyle, geride mirasçıları olarak ilk eşi ...′den olma kızı ... ile 2. eşi ...′ten olma kızları ... ve ...′nin kaldığı; eldeki davanın, mirasbırakan ...′nin ilk eşinden olma kızı ... tarafından, mirasbırakan ...′nin 2. eşi ...′in ... ve ...′dan olma çocukları aleyhine açıldığı görülmektedir. Diğer taraftan: Kök mirasbırakan ...′ün mirasçıları olan davacının mirasbırakanı ... ile diğer mirasçıların 07.03.1994 ve 20.02.2004 tarihli resmi akitler ile kök mirasbırakana ait taşınmazların intikalini sağlayıp aynı akitlerde aralarında yaptıkları rızai taksime göre 34 ve 340 no′lu parsellerin ...’ün 8/32 olmak üzere mirasçıların miras payları oranında paylı mülkiyet olarak; 1670 ada 13 ve 1157 ada 7 no′lu parsellerin de tam pay olarak ... adına tescil edildiği; 340 parselin 13.11.2002 tarihinde imar uygulaması ile 25301 ada 1- 2- 3- 20- 21- 22- 23- 24; 25330 ada 1; 25359 ada 9; 25382 ada 1 parsel olduğu; Mirasbırakan ... adına kaydedilen 1670 ada 13 parsel ile 1157 ada 7 parselin dava dışı ...’e; 49/317 paya sahip olduğu 25301 ada 1 parseldeki payının dava dışı ...′e; 50/318 paya sahip olduğu 25301 ada 2 parseldeki payının, 50/318 paya sahip olduğu 25301 ada 3 parseldeki payının ve 50/318 paya sahip olduğu 25301 ada 20 parseldeki payının dava dışı ...′ya; 50/318 paya sahip olduğu 25301 ada 21 parseldeki payının dava dışı ...′ye; 49/317 paya sahip olduğu 25301 ada 22 parseldeki payının, 50/318 paya sahip olduğu 25301 ada 23 parseldeki payının ve 50/318 paya sahip olduğu 25301 ada 24 parseldeki payının dava dışı ...’a; 49/317 paya sahip olduğu 25359 ada 9 parseldeki payının dava dışı ...’a 2004 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran ile 2005 yılı Eylül aylarında 4 ayrı resmi akitte satış suretiyle temlik edildiği; anılan temliklerin, mirasbırakan ...′nin 17.03.2003 tarihli vekaletname ile vekil kıldığı davalı ... aracılığıyla gerçekleştirildiği; 25330 ada 1 parselin tam payının ve 25382 ada 1 parselin 55/25529 payının halen mirasbırakan ... adına kayıtlı olduğu; kayden sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki; kök mirasbırakan ...′ten kalan taşınmazların 07.03.1994 ve 20.02.2004 tarihli resmi akitlerde mirasçıları arasında yapılan rızai taksim işlemiyle paylaşılmış olması karşısında, anılan işlemlerde muris muvazaası ve tenkis hükümlerinin uygulanma imkanı bulamayacağı açıktır.Ancak, davacının mirasbırakanı ...′ün rızai taksim sonucu kendisine isabet edip de vekil kıldığı davalı ... aracılığıyla üçüncü kişilere sattığı taşınmazlar için tenkis koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden hüküm vermeye yeterli bir araştırma ve değerlendirme yapıldığını söyleyebilmek mümkün değildir.Bilindiği üzere, mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m.17) Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) ilgili hükümleri uygulanır.
    Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir(TMK m.565). Miras bırakanın TMK"nin 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmayacağından davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Hal böyle olunca; mirasbırakan ...′ün rızai taksim sonucu kendisine isabet edip de vekil kıldığı davalı ... aracılığıyla üçüncü kişilere sattığı taşınmazlar yönünden herhangi bir bedel alıp almadığı ve bu şekilde saklı payı zedeleme kastıyla karşılıksız kazandırmada bulunup bulunmadığı hususlarının gerek dosya içeriği, gerek tanık dahil eksiksiz toplanacak taraf delilleri ve gerekse davalı ... tarafından dosyaya ibraz edilen ve ...′ın da imzasını taşıyan 12/05/2009 tarihli harici belge içeriği değerlendirilmek suretiyle açıklığa kavuşturulması; tenkis hükümlerinin uygulanabilirliği sonucuna varılması halinde yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde uzman bilirkişiden hüküm vermeye yeterli ve denetime elverişli içerikte tenkis raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsizdir.Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, aynı Kanun′un 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi