Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2263
Karar No: 2021/3594
Karar Tarihi: 28.06.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2263 Esas 2021/3594 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/2263 E.  ,  2021/3594 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat, itirazın iptali davası sonunda, yerel mahkemece asıl davada tapu iptal-tescil isteğinin reddine, terditli talep olan tazminat isteğinin kısmen kabulüne, birleştirilen itirazın iptali davasının ise reddine karar verilmiş, asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... vekilinin istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl davada davacı/birleştirilen davada davalı ... ve asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ün rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-
Asıl dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat; birleştirilen dava ise itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ..., maliki olduğu dava konusu 1986 ada 48 parseldeki 15 nolu bağımsız bölümün davalı ...’ye 170.000 TL bedelle satılması konusunda anlaştıklarını ve aralarında 01/11/2010 tarihli adi yazılı sözleşme düzenlediklerini, ancak davalının bankadan kullanacağı krediyle ilgili sorun oluşunca taşınmazın ilk olarak dava dışı ...’e, adı geçen tarafından da davalı ...’ye satış suretiyle devredildiğini, anılan sözleşme ile ilk el dava dışı ..."ün gerçek bir alıcı olmadığının açıkça anlaşıldığını, davalının bu satış sebebiyle kendisine 29.000 TL avans ödemesi yaptığını ve karşılığında teminat olarak bono düzenlendiğini, ayrıca 1.260,00 TL de ödediğini, ancak kalan satış bedelini ödemediğini, ayrıca sözleşme gereğince taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizleri kaldırmayı kabul etmesine rağmen bu yükümlülüklerini de yerine getirmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde davalının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle şimdilik 60.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; birleştirilen itirazın iptali davasının reddini savunmuştur.
Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ..., iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazı dava dışı ...’ten bedelini ödeyerek satın aldığını, davacının dava dışı...’den aldığı satış bedeli ile borçlarını ödediğini, 01.11.2010 tarihli sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ancak ara malik dava dışı...’in imzasının bulunmaması nedeniyle anılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacının imzasının bulunduğu 29.000 TL bononun taşınmazın satışıyla bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, birleştirilen davasında ise; 5.000 TL alacağını tahsil etmek amacıyla İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2014/33595 sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalı ...’in haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İlk derece Mahkemesince, asıl davanın inançlı işleme dayalı olarak açıldığı ve taraflar arasında düzenlenen 01.11.2010 tarihli sözleşme gereğince tapu iptal-tescil isteğinin reddine, ancak anılan sözleşmeye göre davacının 59.740 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle tazminat isteğinin kısmen kabulüne; birleştirilen itirazın iptali davasının ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiş, asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... vekilinin istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, asıl davanın inançlı işlem değil, harici satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal-tescil, tazminat davası olduğu, davacının iddialarını ancak ilk el dava dışı...’e karşı ileri sürebileceği, birleştirilen davanın da ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK"nun 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, aynı maddenin 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2019 yılı itibarıyla HMK."nun 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 58.800,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Somut olayda, birleştirilen itirazın iptali davasında takibe konu 5.000,00 TL’nin 2019 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 58.800,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenden ötürü temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan birleştirilen itirazın iptali davası yönünden birleştirilen davada davacı ...’nin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,
Asıl davada davacı ...’in temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 1986 ada 48 parseldeki 15 nolu bağımsız bölümün davacı ... tarafından 03/11/2010 tarihinde dava dışı ..."e, ... tarafından da 30/01/2011 tarihinde davalı ..."ya satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmakta olup, davacı ... ile davalı ... arasında imzalanan 01/11/2010 tarihli “Sözleşme” başlıklı belgede; dava konusu 15 nolu bağımsız bölümü önce dava dışı...’in devralacağının, daha sonra taşınmazın davalı ...’ye satılacağının, satış bedelinin 170.000,00 TL olduğunun, taşınmaz üzerindeki ipotek ve haciz gibi takyidatların davalı ... tarafından kaldırılacağının, takyidatlar kaldırıldıktan sonra...’nin banka kredisi alıp bakiye bedeli davacı ...’e ödeyeceğinin, ...,"nin ...e bono karşılığı 29.000,00 TL ve daha sonra elden masraflar için 1.260,00 TL ödediğinin, davacı ...’e yapılan ödemeler ve bono bedelinin kararlaştırılan satış bedelinden mahsup edileceğinin, tüm işlemler tamamlandıktan sonra bononun ...’e geri verileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 01.11.2010 tarihli “Sözleşme” başlıklı belgenin, inanç sözleşmesi niteliğinde olmayıp, harici satışın belgesi niteliğinde olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, ilk derece mahkemesince davacının asıl talebi olan tapu iptal-tescil isteği reddedilerek, terditli istem olan bedele hükmedilmiş, karar davacı ... tarafından istinaf edilmemiştir. O halde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın satış bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı ... tarafından imzası inkar edilmeyen 01.11.2010 tarihli sözleşmede taşınmazın satış bedeli 170.000 TL olarak belirlenmiş, bilirkişi raporu ile davalı ...’nin davacıya toplam 110.260,00 TL bedel ödediği tespit edilmiş olup, kalan 59.740,00 TL bedelin ödendiği iddiasının davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği açıktır.
Ne var ki, dosya kapsamına göre davalının 59.740,00 TL satış bedelini davacı ...’e ödediğini usulünce kanıtlayabildiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, 59.740,00 TL bedelin davalı ...’den tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Asıl davada davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma nedenine göre davalı ...’nin asıl davada ferilere yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi