16. Hukuk Dairesi 2016/4787 E. , 2019/2010 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 4 parsel sayılı 8.797,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazdan 09.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.000,09 metrekare yüzölçümündeki bölümün bu parselden ifrazı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hükmü temyiz yetkisi kural olarak davanın taraflarına aittir. ..., çekişmeli taşınmazın tapu kayıt maliki olmadığı gibi bu parsel hakkında açılmış bir davası ya da açılmış olan davaya yöntemince katılımı da bulunmamaktadır. ...’nın mahkemece re"sen davaya dahil edilmesi ve karar başlığında davalı olarak gösterilmesi de kendisine taraf sıfatı kazandırmaz. Davanın gerçek tarafı olmayıp karar ile aleyhine bir hüküm de oluşturulmadığına göre, hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığından ... vekilinin temyiz inceleme isteminin REDDİNE, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Belediyeye iadesine,
2- Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün davacının dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı, tapu kaydının sınırlarının değişebilir nitelikte bulunması nedeniyle miktarıyla uygulandığı, dayanılan tapu kaydının Hazineye ait iken davacı tarafından tapuda satın alındığı ve satın alınma tarihinden itibaren taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacının dayandığı 27.12.1993 tarih ve 1 sıra nolu tapu kaydının geldisi olan 16.01.1968 tarih ve 13 sıra nolu tapu kaydı tescil ilamı ile oluştuğu halde, mahkemece tescil ilamı ve krokisi ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilmemiş, tescil ilamının ve haritasının 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi gereğince uygulanması gerekirken, yöntemince uygulanmamış ve kapsamı haritaya göre belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanakları ile oluşmuş ise tapu kayıtları ve davacının dayandığı tapu kaydının oluşumuna esas tescil ilamı ve krokisi getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi hazır olduğu halde, taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kaydı ve haritası uygulanıp, kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli, tescil krokisinin uygulama kabiliyetinin bulunmaması durumunda ise tapu kaydının hudutlarının mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.