Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2017/4047
Karar No: 2021/6464
Karar Tarihi: 10.11.2021

Danıştay 4. Daire 2017/4047 Esas 2021/6464 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/4047
Karar No : 2021/6464

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Sağlık Hizmetleri A.Ş.'den tahsil edilemeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 01/03/2011 tarih ve 7762 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde, davacının 10/02/2011 tarihinde yönetim kurulu üyesi olduğu, 10/02/2012 tarihli 349 sayılı Ticaret Sicil Gazetesine göre davacının 16/01/2012 tarihinde 2. derece imza yetkilisi olduğu ve 08/05/2012 tarihli 8063 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde davacının yönetim kurulu üyeliğinden 09/04/2012 tarihinde istifa ettiğinin duyurulduğu, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu Şubat/2011 döneminden önceye ve istifa ettiği Nisan/2012 döneminden sonraya isabet eden borçtan dolayı sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından, ödeme emirlerinin bu dönemlere ait kısımlarında hukuka uygunluk bulunmadığı, asıl borçlu şirketten usulüne uygun olarak tahsil edilmeye çalışılan ve yapılan hacizler neticesinde tahsil edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılan amme alacağı için şirkette yönetim kurulu üyesi olduğu Şubat/2011 ve Nisan/2012 arası dönemlere ait tarhiyat ile kesilen cezalardan kanuni temsilci sıfatıyla davacının sorumlu tutulmasında ve davaya konu ödeme emirlerinin Şubat/2011 ve Nisan/2012 arası dönemlere ilişkin kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenmiş bulunan dava konusu ödeme emirlerinin 09/02/2016 tarihinde düzenlenmiş olduğu, asıl borçlu şirkete ait özel hastane açılış ruhsatı ve özel hastane faaliyet izin belgesine 16/02/2016 tarihinde haciz konulduğu, dolayısıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinden sonra şirkete ait söz konusu ruhsat ve belgeye haciz konulmuş olduğundan, bu ruhsat ve belgenin ve şirkete ait haciz konulan diğer araç ve menkullerin satılıp borcun öncelikle şirket mal varlığından tahsiline çalışılması gerekirken, şirket mal varlığına konulan hacizler üzerine borcun şirket mal varlığından tahsil edilip edilemeyeceği belirlenmeden, kanuni temsilci sıfatıyla davacının takibine geçilmesinde hukuka uygunluk görülmediği sonucuna varılmıştır.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının kanuni temsilcisi bulunduğu … Sağlık Hizmetleri AŞ. adına düzenlenen ödeme emirlerinin dava konusu yapılmaksızın ihtilafsız kesinleştiği, şirket tüzel kişiliğinin borcu karşılayacak malvarlığına, hak ve alacağına rastlanılmadığından söz konusu amme alacağının ödevli kurumdan tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı, sorumluların kanundan doğan vergi ödevlerinin kanuni temsilciler tarafından yerine getirilmesinin kanuni bir mecburiyet olduğu, davacının şirketin kanuni temsilcisi olduğu hususunun tartışmasız olduğu, şirket tüzel kişiliğinden kamu alacağının tahsil edilebilmesi için Kanunda yazılı tüm yolların denendiği, dolayısıyla tüm takip yollarının tüketilmediğinden söz edilemeyeceği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 62. maddesinde ise borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 6183 sayılı Kanun'un "Kanundaki terimler" başlıklı 3. maddesinde, "tahsil edilemeyen amme alacağı" teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; "tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı" teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; şirket borçlarından dolayı kanuni temsilcilere başvurulabilmesi için öncelikle şirket adına kesinleştirilmesi ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun şirketin malvarlığından kısmen ya da tamamen tahsil edilememesi veya edilemeyeceğinin ortaya konulması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosya içeriği evraklardan, 01/03/2011 tarih ve 7762 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde davacının 10/02/2011 tarihinde yönetim kurulu üyesi olduğu, 10/02/2012 tarihli 349 sayılı Ticaret Sicil Gazetesine göre davacının 16/01/2012 tarihinde 2. derece imza yetkilisi olduğu ve 08/05/2012 tarihli 8063 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde davacının yönetim kurulu üyeliğinden 09/04/2012 tarihinde istifa ettiği görülmektedir.
Davacının 2. derece imza yetkilisi olduğu ve şirketi temsill ve ilzama yetkili olduğunun görüldüğü, ancak dava dosyasının incelenmesinden, davacı adına 09/02/2016 tarihinde düzenlenen ödeme emrinden sonra 16/02/2016 tarihinde asıl borçlu şirketin davalı idareye olan 20.399.408,62 TL tutarındaki vergi borçlarından dolayı, ... ruhsat nolu özel hastane açılış ruhsatı ile … tarih … sayılı özel hastane faaliyet izin belgelerine haciz konulduğu ve bu ruhsat ile faaliyet izin belgesinin paraya çevrilebilir bir değer olduğu dikkate alındığında, asıl borçlu şirket hakkında malvarlığı araştırmasının yeterince yapılmadığı, amme alacağının asıl amme borçlusundan tamamen veya kısmen tahsilinin mümkün olup olmadığı yönünden tam olarak incelenmediği görüldüğünden, bu yönden değerlendirilme yapılmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 10/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi