Esas No: 2020/107
Karar No: 2022/1251
Karar Tarihi: 22.09.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/107 Esas 2022/1251 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalının ödenmeyen borçlarının kıymetli evraklar yoluyla kendisine yüklenmesinin haksız olduğunu iddia etmiştir.İlk derece mahkemesi, bononun ön yüzündeki ikinci imza sahibinin avalist olduğuna karar vermiştir. İstinaf incelemesi sonucunda Yargıtay kararı ve TTK'nun 776/g. maddesi dikkate alınarak, keşideci şirketin tek imzasıyla bonodan sorumlu olduğu, ancak şirket yetkilisinin bono üzerindeki imzalarından birinin açığa atılan imza olması nedeniyle avalist konumunda olduğu belirtilmiştir. Böylece, davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Kanun maddeleri: TTK 678, TTK 776/g, HMK 353(1)b-1, HMK 362(1)-a.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/107
KARAR NO: 2022/1251
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2018/827 Esas - 2019/670 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Davanın reddine verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili , davalı tarafça 31/10/2017 vadeli 35.000-TL ve 30/09/2017 vadeli 35.000-TL olmak üzere iki adet bononun vadesinde ödenmediğini ve senetlere davacının kefil olduğu gerekçesi ile İstanbul ...İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyası ile davacı tarafından icra takibi başlatıldığını, senetlerin düzenlendiği tarihte ortağı ve müdürü bulunduğu şirket tarafından verildiğini, senetlerin karşılığında alacaklı tarafından mal veya hizmet tesliminde bulunulmadığını, davacının ortağı olduğu dönemde senetlerin iadesi için defalarca talepte bulunmasına rağmen senetlerin iade edilmediğini, davacının hisselerini 29/09/2017 tarihinde devrederek ortaklıktan ayrıldığını, senedin tanziminden sonra alacaklı tarafından davacının el yazısı taklit edilerek senet üzerinde şirket kaşesinin yanındaki açığa atılan imzanın üzerine sonradan davacının adı ve soyadı yazılarak kefil olarak gösterildiğini,senetler nedeniyle borcu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı borçlunun senetteki kaşe dışındaki imzasına bir itirazı bulunmadığını,borcun doğumu açısından isminin senette olup olmaması veya sonradan yazılması iddiasının senedin kambiyo vasfını etkileyen bir husus olmadığını, senetlerin nakten kaydı içerdiğini, zira takip konusu senedin keşidecisinin ... Ltd. Şti. ile yapıldığını, keşidecinin dava konusu senet açısından nakten kaydı sebebi ile, dinlenebilirliği olmasa dahi borçlu olmadığı ,mal teslim almadığı gibi bir iddiasının yada davasının bulunmadığını, aksinin ispatının yazılı delille olabileceği beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,TTK nun 678.maddesi gereğince şirket yetkilisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine attığı imzanın bizatihi kendisini sorumlu kılacağı, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imzanın aval şerhi sayılacağı, aval için sadece imza yeterli olup ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekmediği, aval veren kimse kimin lehine aval vermiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olacağı, şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzası olmasının yeterli olduğu,bono üzerinde bulunan davacının iki imzasından birinin şirket kaşesi üzerinde diğerinin ise kaşe dışında olması nedeniyle ikinci imzanın aval veren olduğunun kabulü gerektiği,davacı tarafından mal ve hizmet teslimi yapılmadığı ya da bonoların ödendiğine ilişkin herhangi bir yazılı delil sunulmadığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, olayda tek araştırılması gereken hususun müvekkilinin aval veren olup olmadığının belirlenmesi olduğunu, dava konusu ihtilafla örtüşen Yargıtay HGK kararında" şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, kaşe olmadan atılmış ise,keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilir ve imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur. Senette atılan her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez.” ifadesine yer verildiğini, senette birden fazla imza olsa bile kaşe üzerine atılmışsa bu imzaların hiçbirinin aval olarak kabul edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulune karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, bono üzerinde bulunan ikinci imza nedeniyle aval olarak sorumlu olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.TTK'nun 776/g. maddesi gereğince bonoda tanzim edenin imzasının, metni örter şekilde, yani metnin altına atılması zorunludur. Senede aynı şahıs tarafından birden fazla imza atılmış ise, bu senedin geçerliliğine etki etmez. Bonoda sorumluluğun tek imza ile doğduğu dikkate alındığında, birden fazla atılan imzaların sahiplerini, durumuna göre asıl borçlu veya aval veren olarak nitelemek mümkündür. Sadece imzadan ibaret aval mümkündür. Muhatap veya keşideci imzaları dışında bononun ön yüzüne konan her imza aval beyanı sayılır, buna göre sorumluluğun doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunlu olmadığından aval olarak değerlendirilir. Keşideci şirket yetkilisinin, şirketi temsilen atacağı tek imza ile, şirket senetteki borçtan sorumlu olur, ancak zorunlu olmadığı halde bono üzerine attığı ikinci imza kendisini avalist konumuna sokacağından ve sadece imza yeterli olacağından (borçlu isminin yazılması zorunlu olmadığından) şirket yetkilisi, bonodaki borçtan aynen keşideci gibi şahsen sorumludur. (Yargıtay 12 HD nin 2010/6307 esas ,2010/18655 karar sayılı 12.7.2010 tarihli ilamı) Takibe konu kambiyo senetleri üzerinde davacıya ait şirketi temsilen kaşe üzerine atılan bir imza ile açığa atılan ikinci bir imza daha bulunmaktadır. Takip konusu bononun ön yüzünde yer alan şirket kaşesi üzerine atılan (1) açığa atılan (2) adet imza ile bono, keşideci şirket ve yetkilisi avalist davacı açısından geçerli olup, bu durumda işbu senetteki imzalardan birinin şirket, diğerinin ise şirket yetkilisi davacı adına şahsen atıldığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin senetler nedeniyle davacının sorumlu olmadığına ilişkin istinaf nedeni yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından sarf edilen 52,70-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.'nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/09/2022