Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/2557 Esas 2020/2015 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2557
Karar No: 2020/2015
Karar Tarihi: 12.02.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/2557 Esas 2020/2015 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/2557 E.  ,  2020/2015 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalı şirketin ingilizce eğitim kursuna kayıt olduğunu, 12 adet toplam 3.750,00 TL tutarında senet düzenlendiğini, ancak hizmetin ayıplı olması nedeniyle kurstan ayrıldığını, sözleşmeden dönme bildiriminin 17/01/2014 tarihinde davalıya gönderildiğini ileri sürerek; cayma hakkını kullandığından sözleşmenin feshedildiğinin tespitine, imzalanan sözleşme gereğince davalıya verdiği senetlerin iptaline, ödediği ilk senet bedeli olan 318,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında düzenlenen 27/10/2013 tarihli kursiyer eğitim sözleşmesinin iptaline, dava konusu 30/11/2013 başlangıç 30/09/2014 bitiş tarihli ve aylar itibari ile birbirini takip eden her biri 312,00 TL bedelli, toplam 3.432,00 TL"lik 11 adet senedin iptaline, davalıya ödenen 318,00 TL"lik bedelin iadesine yönelik talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK.nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
    Somut olayda mahkemece, hüküm kurulurken kısa kararda “Dava konusu 30/11/2013 başlangıç, 30/09/2014 bitiş tarihli ve aylar itibari ile birbirini takip eden her biri 312,00 TL bedelli, toplam 2.432,00 TL"lik 11 adet senedin İPTALİNE,” denilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak ve fazi başlangıcı değiştirilecek şekilde "Dava konusu 30/11/2013 başlangıç, 30/09/2014 bitiş tarihli ve aylar itibari ile birbirini takip eden her biri 312,00 TL bedelli, toplam 3.432,00 TL"lik 11 adet senedin İPTALİNE," denilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş olup, bu ise az yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma şekil ve sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.