Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/2734
Karar No: 2021/2308
Karar Tarihi: 10.11.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2734 Esas 2021/2308 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2734
Karar No : 2021/2308


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 12/05/2020 tarih ve E:2016/309, K:2020/2086 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.


YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü mezunu olan davacı tarafından, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının resmi internet sitesinde 26/06/2015 tarihinde duyurusu yapılan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) Temel Tıp Bilimleri ve Temel İslam Bilimlerinde Alan Sınavı İlanı ve Eklerinin Temel Tıp Bilimlerine ilişkin kısmı ile 07/07/2015 tarihinde yapılan yazılı sınavın ve 08-09-10/07/2015 tarihlerinde yapılan mülakat sınavının, Yükseköğretim Genel Kurulunun 14/05/2015 tarihli toplantısında kabul edilerek Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının resmi internet sitesinde 02 Haziran 2015 tarihinde ilan edilen Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar'ın alan sınavına ilişkin 3/1-f, 3/1-h, 5/1, 5/3, 6/2, 6/3 ve 6/6 maddelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 12/05/2020 tarih ve E:2016/309, K:2020/2086 sayılı kararıyla; davalı idarenin usule yönelik itirazları yerinde görülmemiş,
Anayasa'nın 130. maddesinin 9. fıkrası ile 131. maddesi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 6. maddesinin (a) fıkrası ile 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan kurallar aktarılarak;
Dava konusu Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar'ın alan sınavına ilişkin 3/1-f, 3/1-h, 5/1, 5/3, 6/2 ve 6/3 maddeleri yönünden;
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına yapılacak alımlarla ilgili alan sınavının, adayların ilgili bilim dalındaki bilgi, yetkinlik ve ifade gücünün ölçülmesi amacıyla getirilmiş olduğu anlaşılmış olup, üniversitelerde istihdam edilecek öğretim elemanlarının yaptıkları işin mahiyeti gereği atanacakları bilim dalındaki bilgilerinin ölçülmesinin yanında bunları yetkin bir şekilde ifade edebilmesinin de oldukça önemli olduğu,

Bu nedenle, davalı idarece hizmetin daha iyi işlemesi için getirilen kurallarda hukuka aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar'ın 6. maddesinin 6. fıkrası yönünden;
Dava konusu Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına ilişkin Usul ve Esaslar'ın "Başvuru, değerlendirme ve atama" başlıklı 6. maddesinin 6. fıkrasında, "ÖYP kapsamında araştırma görevlisi kadrosuna atanmaya hak kazandığı halde göreve başlamayanlar, göreve başladıktan sonra istifa edenler ile kendilerine avantaj sağlamak amacıyla yanlış beyanda bulunduğu için ataması yapılmayanların yeniden ÖYP araştırma görevlisi kadrolarına başvurmaları halinde ÖYP puanları iki yıl süreyle % 20 oranında düşürülür. (Değişiklik 14.05.2015 tarihli Genel Kurul Kararı ile yapılmıştır.)" düzenlemesine yer verildiği,
Anılan Usul ve Esaslar'ın, 2547 sayılı Kanun'un 10. maddesine ve 2010 yılı Merkezi Bütçe Kanunu'nun 22/5. maddesine dayanılarak, yükseköğretim kurumlarında Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında öğretim üyesi yetiştirilmesi amacıyla araştırma görevlisi kadrolarına atananlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla yürürlüğe konulduğu,
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programının amacının ise, artan üniversite sayısına bağlı olarak öğretim üyesi ihtiyacının artması nedeniyle Yükseköğretim Kurulunun uygun gördüğü lisansüstü eğitim-öğretim verme imkanına sahip yükseköğretim kurumlarında, öğretim üyesi ihtiyacı olan diğer yükseköğretim kurumlarının araştırma görevlilerine lisansüstü eğitim yaptırılması yoluyla öğretim üyesi yetiştirilmesinin sağlanması olduğu,
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programının amacına ulaşabilmesi için, ÖYP kapsamında araştırma görevlisi kadrosuna atanmaya hak kazandığı halde göreve başlamayanların, göreve başladıktan sonra istifa edenler ile kendilerine avantaj sağlamak amacıyla yanlış beyanda bulunduğu için ataması yapılmayanların yeniden ÖYP araştırma görevlisi kadrolarına başvurmaları halinde ÖYP puanlarının iki yıl süreyle %20 oranında düşürüleceğine ilişkin dava konusu düzenlemenin yapıldığı,
Anayasa'nın 2. maddesinde; Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunun belirtildiği ve Anayasa Mahkemesi kararlarında hukuk devletinin; insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet olarak tanımlandığı,
Kanun koyucu ve idarelerin, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlı olduğu, bu ilkenin ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluştuğu,
Elverişlilik ilkesinin, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını; gereklilik ilkesinin, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını; orantılılık ilkesinin ise, başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade ettiği,
Bir kurala uyulmaması nedeniyle kanun koyucu veya idareler tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunmasının zorunlu olduğu,
Başka bir anlatımla, hukuk devletinin unsurlarından olan "ölçülülük ilkesi" nedeniyle Devletin, kural ihlali nedeniyle öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir denge kurmak zorunda olduğu,
Bu itibarla, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programının öngörülen amacına ulaşabilmesi ve Dairelerince dava konusu düzenlemeden önce yürürlükte olan Usul ve Esaslar hakkında verilmiş olan yargı kararlarının uygulanması için dava konusu düzenleme yapılmış ise de, ÖYP kapsamında araştırma görevlisi kadrosuna atanmaya hak kazandığı halde göreve başlamayanların, göreve başladıktan sonra istifa edenler ile kendilerine avantaj sağlamak amacıyla yanlış beyanda bulunduğu için ataması yapılmayanların farklı durumda olmalarına rağmen, bunlar için aynı yaptırım olan ÖYP puanlarının iki yıl süreyle %20 oranında düşürüleceğine ilişkin dava konusu düzenlemede getirilen yaptırımın,
ulaşılmak istenen amaç karşısında orantılı bir tedbir olduğunun söylenemeyeceği,
Bu durumda, ÖYP kapsamında araştırma görevlisi kadrosuna atanmaya hak kazandığı halde göreve başlamayanların, göreve başladıktan sonra istifa edenler ile kendilerine avantaj sağlamak amacıyla yanlış beyanda bulunduğu için ataması yapılmayanların farklı durumda olmaları nedeniyle farklı yaptırımlar uygulanması gerekirken, hepsi aynı kategoride değerlendirilerek aynı yaptırımın uygulanmasında hukuk devletinin bir gereği olan ölçülülük ilkesi ile bağdaştırmaya hukuken olanak bulunmadığı,
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 09/03/2016 tarih ve YD İtiraz No:2016/100 sayılı kararının da bu yönde olduğu,
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının resmi internet sitesinde 26/06/2015 tarihinde duyurusu yapılan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) Temel Tıp Bilimleri ve Temel İslam Bilimlerinde Alan Sınavı İlanı ve Eklerinin Temel Tıp Bilimlerine ilişkin kısmı ile 07/07/2015 tarihinde yapılan yazılı sınavı ve 08-09-10/07/2015 tarihlerinde yapılan mülakat sınavı yönünden;
Dava konusu edilen Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar ile getirilen alan sınavına ilişkin uygulamanın ne şekilde yapılacağına ilişkin hususları içeren ilanın dava konusu Temel Tıp Bilimlerine ilişkin kısmında ve ilan uyarınca 07/07/2015 tarihinde yapılan yazılı sınav ile 08-09-10/07/2015 tarihlerinde yapılan mülakat sınavında, dayanağı olan düzenlemelere aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle,
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar'ın 6. maddesinin 6. fıkrasının iptaline, dava konusu diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesinin 02/03/2015 tarih ve E:2014/10030 sayılı yürütmenin durdurulması kararının uygulanması amacıyla tesis edilen dava konusu Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar'ın 6. maddesinin 6. fıkrasında hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:




İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
26/06/2015 tarihinde, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının resmi internet sitesinde Temel Tıp Bilimleri ve Temel İslam Bilimleri Bölümleri için Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı Alan Sınavı Duyurusu yayımlanmıştır.
Bunun üzerine, söz konusu alan sınavına başvuran davacı tarafından temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlali" kavramı doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması hâlinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gereklidir. İptal davalarında, dava konusu işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinin saptanması halinde, davacının davada ehliyetinin (subjektif ehliyetinin) bulunduğu, dolayısıyla davanın esasının incelenmesine geçilebileceği açıktır.
Dava konusu Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar'ın 6. maddesinin 6. fıkrasında; ÖYP kapsamında araştırma görevlisi kadrosuna atanmaya hak kazandığı halde göreve başlamayanların, göreve başladıktan sonra istifa edenler ile kendilerine avantaj sağlamak amacıyla yanlış beyanda bulunduğu için ataması yapılmayanların yeniden ÖYP araştırma görevlisi kadrolarına başvurmaları halinde ÖYP puanlarının iki yıl süreyle % 20 oranında düşürüleceği kuralına yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; ÖYP araştırma görevlisi ilanına başvuran davacının, söz konusu 6. maddenin 6. fıkrası kapsamında bulunmadığı, dolayısıyla bu düzenleme nedeniyle ÖYP puanının düşürülmediği anlaşılmakta olup, dava konusu düzenlemenin kapsamında olan ve davacı ile aynı ilana başvuran adayların ÖYP puanlarının düşürülecek olması nedeniyle de esasen bu düzenlemenin davacının lehine olduğu görülmektedir.
Bu durumda, ÖYP kapsamında araştırma görevlisi kadrosuna atanmaya hak kazandığı halde göreve başlamayanlar, göreve başladıktan sonra istifa edenler ile kendilerine avantaj sağlamak amacıyla yanlış beyanda bulunduğu için ataması yapılmayanlara yönelik dava konusu düzenleme ile davacı arasında güncel bir menfaat ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, anılan dava konusu düzenlemenin iptali yolundaki Daire kararının temyize konu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen dava konusu düzenlemenin iptaline, kısmen davanın reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin 12/05/2020 tarih ve E:2016/309, K:2020/2086 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 10/11/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.



KARŞI OY
X- Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda eşitliği gözeten, adaletli bir hukuk düzeni kurup sürdürmekle kendisini yükümlü sayan, hukuk güvenliğini sağlayan, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa'ya uyan, işlem ve eylemleri bağımsız yargı denetimine bağlı olan devlettir. Anayasa'da, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik hukuk devleti niteliği vurgulanırken, devletin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine bağlı olması amaçlanmıştır. Yargı denetimi, hukuk devletinin "olmazsa olmaz" koşuludur.
Hukuk devletinde idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanmaktadır.
Bir iptal davasının açılabilmesi ve idari yargı mercilerinin bu davayı ön koşullar yönünden kabul edebilmesi için 2577 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca dava dilekçeleri "ehliyet" yönünden de incelenmektedir. Dolayısıyla, iptal davası açılabilmesinin ön koşullarından biri davacının objektif ve subjektif dava ehliyetinin olmasıdır.
Danıştayın istikrar bulan kararlarına göre, subjektif dava açma ehliyeti bulunduğunun kabulü için idari kararın davacının meşru, şahsi ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerekmektedir.
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulu, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılmasına ve sürdürülmesine ilişkin bir husus olup kişisel menfaat ihlali kavramının, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; 26/06/2015 tarihinde, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının resmi internet sitesinde Temel Tıp Bilimleri ve Temel İslam Bilimleri Bölümleri için Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı Alan Sınavı Duyurusu'nun yayımlanması üzerine, söz konusu alan sınavına başvuran davacı tarafından bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ÖYP araştırma görevlisi ilanına başvuran davacının, bu alanda düzenleme getiren Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar'ın 6. maddesinin 6. fıkrasının iptali istemiyle açtığı davada, subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi