Esas No: 2021/1107
Karar No: 2021/2355
Karar Tarihi: 10.11.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1107 Esas 2021/2355 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1107
Karar No : 2021/2355
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 23/06/2020 tarih ve E:2016/53045, K:2020/2643 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun …tarih ve …sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 23/06/2020 tarih ve E:2016/53045, K:2020/2643 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları yerinde görülmediğinden işin esasına geçildiği;
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihraç edildiğinde, hakkında herhangi bir idari ya da adli soruşturma bulunmadığı, Daire tarafından verilen kararda, aleyhine ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararına dayanıldığı, ceza yargılamasında mahkumiyete gerekçe yapılan hususların tamamının, ihraç edilmesi sonrasında ortaya çıkan hususlar olduğu ve hukuken de bu hususların hiçbir gerçekliği ve geçerliliğinin bulunmadığı, kendi mesleki çevresiyle haberleşmek için kurduğu WhatsApp benzeri bir program olduğunu düşündüğü ByLock programı nedeniyle suçlu kabul edildiği, oysa bu program vasıtasıyla kimlerle haberleştiği, ne gibi mesajları paylaştığının hiçbir şekilde ortaya konulmadığı ve tartışılmadığı, yine, kendi istikballerini kurtarmak maksadıyla başkaları aleyhine ifade veren sanık beyanlarına dayanılarak suçlu kabul edildiği, oysa bu kişilerin tanık değil sanık olduğu, verdikleri beyanlar ile ceza yargılamalarından mümkün olan en az cezayı almayı hedefledikleri, hiçbir şekilde mesleki sınavlarda kopya çektiğini kabul etmediği halde, Daire kararında sanki böyle bir kabulü varmış gibi ifadelere yer verildiği, mesleki sınavda kopya çektiğini beyan eden bir sanığın ifadesinde kendisiyle birlikte sınav sorularına ulaştığı yönündeki beyanının tek başına aleyhine delil kabul edilemeyeceği, ceza yargılamalarında, delillerin usulüne uygun şekilde elde edilip edilmedikleri, güvenilirlikleri vb. hususlarda gerekli hassasiyetin gösterilmediği, ihraç edildiği esnada hakim olduğu, ilgili kanun hükümlerine göre soruşturma geçirmeksizin görevinden ihraç edildiği, bu usulün mevzuatta yerinin olmadığı, ihraç kararında tarafına ilişkin herhangi bir değerlendirme, bireyselleştirme yapılmadığı, bu hususların yapılan yargılama ile yerine getirildiğini iddia etmenin de mümkün olmadığı, tamamen bir ön kabulle hareket edilerek, varsayımsal şekilde aleyhine bir değerlendirmeye gidildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Davacının 01/06/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik" başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında, "Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır."; 2. fıkrasında da, "Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; elektronik ortamda Merkezi Nüfus İdare Sisteminden alınan nüfus kayıt örneğinden, yargılama süreci devam ederken davacının 01/06/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; Dairece, yukarıda alıntısı yapılan 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 23/06/2020 tarih ve E:2016/53045, K:2020/2643 sayılı kararının BOZULMASINA,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 10/11/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesinde, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar, gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar, dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği, yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçelerin iptal edileceği, dosyanın işlemden kaldırılmasına dair kararların diğer tarafa tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davacının temyiz dilekçesini sunduktan sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca varsa davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılması gerektiği kuşkusuz ise de, Dairesince temyiz kararının tebliğine yönelik olarak 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesi hükümlerinin uygulanması; diğer yandan dosya işlemden kaldırıldıktan sonra varsa davayı takip hakları kendisine geçenin dosyanın işleme konulması talebiyle başvurması halinde yargılama safahatının geriye götürülmeyip kaldığı yerden devamının sağlanması, yargılama süresinin gereksiz uzatılmaması ve usul ekonomisi yönlerinden adil yargılanma hakkına daha uygun düşeceğinden, ayrıca temyiz dosyası tekemmül ettiğinden temyiz mercii olan Kurulumuzca bu aşamada temyiz incelemesi yapılarak bir karar verilmesi, davacı yönünden de 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesi hükümlerinin Kurulumuzca verilecek temyiz kararından sonraki safahata yönelik olarak uygulanmak üzere dosyanın Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği oyuyla temyize konu Daire kararının salt davacının ölümü nedeniyle bozulması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.