13. Hukuk Dairesi 2015/42882 E. , 2018/4977 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı ile 13.01.2012 tarihli sözleşme başlıklı sözleşmeyi imzaladıklarını, bu sözleşmeye göre davalı ..., ticaret ünvanı NDS Group İnş Tur. Tic. Ltd Şti olan şirketi kuracağını, bu şirket adına ... ili, ... ilçesi, ... Beldesi 816 ada 1 parselde kayıtlı 1.061,58 m2 arsayı 390.000,00 Euro’ya hissedarlardan satın alacağını, sözleşmede belirtilen işlerin en geç 20.01.2012 tarihine kadar sonuçlandırılacağını, davalı sözleşme konusu işleri yerine getiremez ise almış olduğu bedeli derhal iade edecek ve 10.000,00 Euro cezai şart ödeyeceğini sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte 23.000,00 Euro’nun kendileri tarafından davalıya ödendiğini bu paranın davalı tarafından arsa sahibine satış bedeli olarak ödeneceğinin sözleşmede açıkça belirtildiği ancak davalı tarafından arsa sahibine bu tutarın ödenmediğinin tespit edildiğini, söz konusu yerin 1.061,58 m2 arsanın hissedarlarından ... ile ... 4. Noterliği’nin 09.02.2012 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını bu sözleşmeye göre ... arsa üzerinde bulunan kendisinin de hisse sahibi olduğu toplam 17 hissedarı olan taşınmazı 335.000,00 Euro’ya satmayı vaat ettiğini davalının sözleşmenin imzalanmasından bir ay sonra kendilerinden arsa satış bedeli olarak ... " a ödenmek üzere 25.000,00 Euro daha istediğini davacı İgor’da davalıya 10.02.2012 tarihli belgeyle 25.000,00 Euro verdiğini davalı tarafından arsa sahibine bu tutarında ödenmediğinin tespit edildiğini tüm bu nedenlerle toplamda 63.000,00 Euro alacağın, belgeli 25.000,00 Euro ve 23.000,00 Euro kısmı için ödeme tarihinden başlayacak reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 10.000,00 Euro cezai şart ve 5.000,00 Euro manevi tazminat taleplerinin ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı,davadan haberdar edilmemiş,davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 48.000,00 Euro’nun dava tarihi olan 21.11.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak ve değişen oranlarda gözetilmek suretiyle 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıllık vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranın hesaplanarak ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların cezai şart ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece 10.04.2015 tarihli ek karar ile temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle davalının temyiz talebinin reddine karar verilmiş olup, davalı bu kararı süresinde temyiz etmiştir. Gerekçeli kararın Tebligat Kanunu 35. maddesi gereğince davalıya tebliğ edildiği yargılama sırasında 35’ e göre yapılan tebligatların ve gerekçeli kararın tebliğinin usulsüz olduğundan davalı vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak davalının temyiz itirazları incelenmiştir.
2-7201 sayılı Tebligat Kanun"un 21/2.maddesi gereğince; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."" Yine aynı kanunun 23. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendi uyarınca ise; ""Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı...ihtiva etmesi lazımdır.""
Tebligat Kanunu"nun Uygulanması"na Dair Yönetmelik"in 16/2. maddesine göre de; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.""
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese T.K."nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından T.K"nın 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır.
Tebligat Kanunun 35. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Kendisine veya adresine Kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır" denilmekte olup, 6099 Sayılı Kanun"un 9. maddesi ile değişik Tebligat Kanunu"nun 35. maddesinin 2. fıkrasında ise; "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır" düzenlemesi yer almaktadır. Söz konusu maddeye göre, tebligat yapılabilmesi, muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması şartına bağlanmıştır. Adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilmesi halinde 6099 sayılı Kanun ile değişik Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılacaktır.
Tebligat Kanunu"nda 6099 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrası, gerçek kişiler yönünden 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca daha önce kendisine veya adresine Kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur.
Yine Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Somut olayda dava dilekçesi ekli tebligatın" Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup,tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat 21/2 madde gereğince ... mahallesi muhtarı...04.12.2010 tarihinde tebliğ edilmiş ve 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak en yakın komşu,kapıcı veya yöneticiye haber verilmiştir." şerhi ile tebliğ edildiği, tebliğ zarfına yukarıda açıklandığı şekilde usulünce düşülmüş bir şerh bulunmadığı, bu nedenle de tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında yapılan dava dilekçesindeki sonraki tüm tebligatların 35’e göre yapıldığı, yargılama sırasında madde 35"e göre yapılan tüm tebligatların yukarıda belirtilen açıklamalara uygun olmaksızın yapıldığı, usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
Davalıya yapılan tebligatlar, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince usulsüz olup söz konusu tebligatlara dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemez. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27.maddesi hükmüne göre hakim davanın taraflarını dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremez. Mahkemece, dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gününün davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle mahkemenin, temyiz talebinin reddine ilişkin 10.04.2015 tarihli ek kararının kaldırılmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’un 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.