4. Hukuk Dairesi 2018/2452 E. , 2018/4984 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 06/11/2015 gününde verilen dilekçe ile değer kaybı tazminatının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/03/2017 günlü karara karşı davalı ... vekilince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma talep edilmesi üzerine dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, araçtaki değer kaybı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara yönelik davalı ... "nun istinaf isteminin miktar itibariyle 6100 sayılı HMK"nın 352. maddesi uyarınca başvuru şartları mevcut olmadığından usulden reddine kesin olarak karar verilmiş; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/10/2017 tarihli yazısı ile hükmün kanun yararına bozulması istenmiştir.
Davacı, sürücü ... sevk ve idaresindeki aracıyla giderken kırmızı ışıkta beklemekte olan davacı adına kayıtlı ve sürücü...’un sevk ve idaresindeki aracın arka tampon, bagaj kapağı ve kaput kısımlarına çarpması neticesinde çift taraflı maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, sürücü ...’in tam kusurlu kabul edildiğini ileri sürerek araçta meydana gelen değer kaybına ilişkin 1.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, aracın uzun süreli kira sözleşmesiyle dava dışı ..."a kiralandığını ve işçisi olan davalı ..."a verdiğini, kazayı diğer davalı ...’in yaptığını, kendisinin araç üzerindeki işleten sıfatının ortadan kalktığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuyla davalı ..."ın %100 kusurlu olduğu tespit edildiğinden değer kaybı tazminatının adı geçen davalıdan tahsiline; diğer davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı ... "nun istinaf isteminin miktar itibariyle 6100 sayılı HMK"nın 352. maddesi uyarınca başvuru şartları mevcut olmadığından usulden reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 26/10/2017 tarihli dilekçeyle; mahkemece davalı ... yönünden husumet nedeniyle reddine karar verildiği, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı, (AAÜT 7/2.madde gereğince), ayrıca AAÜT 13/2. maddesi dikkate alınmadan davacı lehine 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek yerel mahkeme kararının "Kanun Yararına Bozulmasını" istemiştir.
Davanın reddi halinde, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilir ve avukatlık ücreti de yargılama giderlerindendir. (HMK m.326, m.330) Mahkemece, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesine rağmen davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu yönlere ilişkin kanun yararına bozma istemi yerinde olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma isteminin kabulüne; kararın yukarıda gösterilen nedenlerle ve HUMK"nun 427/6. maddesi uyarınca hükmün sonuçlarına etkili olmamak üzere BOZULMASINA; gereği için kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/06/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının yasaya aykırı olduğu belirtilerek kanun yararına temyiz talebinde bulunulmuş, Dairemiz çoğunluğunca da talep kabul edilerek hükmün kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına temyizin amacı; kesin olarak verilen ya da istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtayca incelenmesini ve buna bağlı olarak kanunların uygulanmasında ülke genelinde birliği sağlamak, karar ve hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından gidermektir. Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yarına temyiz kurumunun konusunu oluşturabilecek kanuna aykırılık halleri olağan kanun yolu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olacaktır.
26/10/1932 tarihli ve 29/12 sayılı içtihadı birleştirme kararında belirtildiği üzere; kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olan talepler hakkında verilen kararlar ile delillerin değerlendirilmesi ve şahsi hakka ilişkin kararlar kanun yarına temyiz konusu olamaz.
Bu durumda; vekalet ücreti şahsi hakka ilişkin olduğundan, mahkemece hükmedilmemiş olan vekalet ücreti konusunda kanun yararına temyiz talebinde bulunulamayacağı, bu nedenle de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan, talebi kabul eden sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 21/06/2018