Esas No: 2021/2383
Karar No: 2021/3575
Karar Tarihi: 10.11.2021
Danıştay 5. Daire 2021/2383 Esas 2021/3575 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2383
Karar No : 2021/3575
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Edirne Şubesinde şef yardımcısı olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı yazıyla bildirilen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yönetim Komitesinin ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararında; davacının FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği kapsamında Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini beyan ettiği, davacının etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığı, ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... kararı ile, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 7 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, etkin pişmanlık göstermesi nedeni ile cezada indirim yapıldığı neticeten 3 yıl 7 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu durumda; davalı idare tarafından yetkili organları marifetiyle yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri kapsamında yapılan araştırma, inceleme ve değerlendirme faaliyetleri sonucunda, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisaklı olduğu değerlendirmesini yapması hususunda yetkili Merkez Bankası Yönetim Komitesi üyelerinin ortak kanaatleri doğrultusunda tesis edilen kamu görevinden çıkarma işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; davalı idare tarafından savunma dilekçesi ekinde sunulan tebliğ alındısına bakıldığında, dava konusu işlemin davacı adresinde 17/04/2017 tarihinde abisi ... imzasına tebliğ edilmiş olduğu görülmüş olup, bu haliyle dava konusu işlemin tebliğ tarihi olan 17/04/2017 tarihinden itibaren altmış (60) gün içinde en son 16/06/2017 tarihi bitimine kadar dava açılması yoluna gidilmesi gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 15/08/2017 tarihinde açılan iş bu davada süre aşımı olduğu ve bu nedenle işin esasının incelenmesine olanak bulunmadığı, her ne kadar idare mahkemesince, davanın esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmiş ise de, davanın, süre aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddi yönündeki ilk derece mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılarak istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; tebligatı teslim alan kişinin tebligatı kabule yetkili olup olmadığı hususu araştırılmaksızın usulsüz tebligata dayalı olarak hüküm kurulduğu, tebliğ tarihinde gözaltına alındığı ve akabinde tutuklandığı, savunma alınmaksızın ve hakkındaki isnatlar ile hukuki başvuru yolları gösterilmeden kamu görevinden çıkarıldığı, ceza yargılaması sonucunda verilen kararın henüz kesinleşmediği iddia edilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4/1-(g) maddesinde, terör örgütleri veya Milli Güvenlik Kurulu'nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplar ile üyeler arasındaki bağın sübut derecesinde ortaya konulmasının aranmadığı, idarece yapılacak değerlendirmenin yeterli görüldüğü, benzer nitelikteki davalarda mahkemelerce ret kararı verildiği, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Edirne Şubesinde şef yardımcısı olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yönetim Komitesinin ... tarih ve ... sayılı işlemi ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmü yer almaktadır.
Anayasa'nın 125. maddesinin üçüncü fıkrasında, "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar." kuralı bulunmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ... gündür."; "Sürelerle ilgili genel esaslar" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında ise, "Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar." hükümleri bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu düzenleyen Anayasa'nın yukarıda yer verilen 40. maddesinin ikinci fıkrasının, ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir düzenleme olması nedeniyle, yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesi zorunludur.
Öte yandan, her ne kadar Anayasa'nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı belirtilmiş ise de, söz konusu düzenleme Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenleme ile birlikte değerlendirildiğinde; kişilere bildirilen idari işlemlerde, bu işlemlere karşı başvuru süresi ve başvuru yerinin gösterilmesi gerektiği, dava açma süresini başlatacak olan bildirimin, başvuru mercii ve süresini de gösteren yazılı bildirim olduğu, bunun dışındaki yazılı bildirimlerin, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının amir hükmüne uygun olmadığından, dava açma süresinin işlemeye başlamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Özetle, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, başvuru mercii ve süresi bildirilmeyen işlemlerin ilgilisine tebliği dava açma süresini başlatmayacağından, dava açma süresinin geçmesinden sonra açılan bu tür davaların süre aşımı yönünden reddedilmemesi gerekmektedir.
Söz konusu değerlendirmeler ışığında dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yönetim Komitesinin ... tarih ve ... sayılı işleminde Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olarak, davacının hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği dikkate alındığında, idarenin doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek istinaf başvurusunun esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçelerle reddine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçe ile reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 10/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerin hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.