![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2019/35
Karar No: 2021/3767
Karar Tarihi: 10.11.2021
Danıştay 13. Daire 2019/35 Esas 2021/3767 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/35
Karar No:2021/3767
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Yapım Radyo ve Televizyon A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, Düzce iline yönelik olarak FM bandı … MHz frekansından "…" çağrı işareti ile izinsiz radyo yayını yapıldığından bahisle yayınlarının durdurulmasına ve bu konuda davacının uyarılmasına, uyarıya rağmen verilen 15 günlük süre sonunda izinsiz radyo yayınına devam edildiğinin tespit edilmesi hâlinde yasal işlem yapılacağına ilişkin … tarih ve … Üst Kurul işlemi ile bu işlemin bildirilmesine ilişkin .. tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu İzin ve Tahsisler Dairesi Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce Dairemizin 11/05/2018 tarih ve E:2014/4206, K:2018/1690 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; 1995 yılında yayıncı kuruluşun fiilen yayın yaptığı yerleşim yerlerine ilişkin Üst Kurul tarafından yapılan bir tespitin bulunmadığı, 1995 yılından sonra faaliyette olup daha sonra yayınına ara verdiği bir yerleşim yerinin bulunmadığı, 3984 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesi ile 12. maddesi kapsamında karasal ortamda radyo yayını yapan yayın kuruluşlarından frekans kullanım bedeli alınmasını öngören 02/03/2006 tarih ve 26096 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Radyo ve Televizyon Kuruluşlarına Kanal veya Frekans Tahsisi Şartları ve Bunlara İlişkin İhale Usulleri ile Yayın Lisansı ve İzni Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik uyarınca Üst Kurul tarafından frekans kullanım bedeli tahsil edebilmek amacıyla yayıncı kuruluştan fiilen yayın yaptığı yerlerin bildirilmesinin istenildiği, bu doğrultuda davacı tarafından herhangi bir başvuru yapılmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı; 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un yürürlüğe girdiği 03/03/2011 tarihinde Üst Kurul kayıtlarına göre yayın hakkı olan kuruluşların Kurul tarafından izin verilen yerleşim yerleri ile sınırlı olmak kaydıyla bu tarihten itibaren yayınlarına devam ettiği ve frekans kullanım ücretlerinin de bu kayıtlar doğrultusunda tahsil edildiği;
... Kurumu tarafından yayıncı kuruluşa ait olan ve Düzce il merkezinde bulunan verici kulesi için yayıncı kuruluşun ilk sahibinin 04/10/2007 tarihli müraacatı üzerine 03/09/2008 tarihinde kat'i güvenlik sertifikasının tanzim edildiği, devam eden süreçte yayıncı kuruluşun davacı şirkete devri üzerine 19/02/2010 tarihinde güvenlik sertifikasının davacı şirket adına yeniden düzenlendiği, esasen Düzce il merkezinde bulunan verici kulesi için tanzim edilen güvenlik sertifikasının da kuruluşun Düzce il merkezinde yayın izni olduğu anlamına gelmediği, yayın izni alınması için Üst Kurul'a müracaatın zorunlu olduğu dikkate alındığında, yayıncı kuruluşun Düzce ilinde yayın izni olmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, 1995 başvurularının dayanağı olan mülga Radyo ve Televizyon Kuruluşlarına Kanal veya Frekans Tahsisi Şartları ve Bunlara İlişkin İhale Usulleri ile Yayın Lisansı ve İzni Yönetmeliği'nin Geçici 1. maddesinde yer alan ''Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte yayında bulunan radyo ve televizyon istasyonlarının yeri, kullandığı frekans kanalı, en yüksek yayın gücü (erp) ve yayın saatleri bir ay içinde Üst Kurula bildirilir.'' kuralı doğrultusunda yapılan başvuruların madde metninde yer alan teknik bilgileri içermesinin zorunlu olduğu, yayıncı kuruluş tarafından 1995 yılında yapılan başvurunun ise yayın yapılmak istenen yerleşim yerleri ve yayının kapsayacağı nüfus dışında herhangi bir teknik bilgiyi içermediği, bu nedenle söz konusu başvurunun, anılan Yönetmelik uyarınca fiilen yayın yapılan yerlere ilişkin bir başvuru olmadığı da açıktır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 3984 sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu 17 yıl boyunca davalının görevini yerine getirmediği, karasal lisansların verilmesi konusunda çözümsüzlüğe neden olduğu, yasal süresi içerisinde ulusal yayın başvurusunun yapıldığı, Yönetmeliğin ilgili hükmünün iptal edilmesinin başvurunun geçerliliğini etkilemeyeceği, iptal kararlarının geçmişe yürümeyeceği, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ile yayın özgürlüğü haklarının ihlal edildiği, geçiş döneminde zaten ulusal yayın yapma yetkisi (R1) lisansına sahip olduğu, 1995 yılında yapılan R1 lisans başvurusunun Düzce ilini de kapsayacak şekilde yapıldığı, Düzce ilinde başvurudan bugüne kadar aralıksız yayın yapıldığı, yayının aralıksız olarak yapılmadığına dair hiçbir tespit veya iddianın olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının 1995 yılında başvurduğu yerleşim yerlerinin fiili olarak yayın yaptığı yerler olmadığı, anılan başvurunun sıralama ihalesi yapıldıktan sonra yayın yapmak istediği yerleri gösterdiği, 10/03/1995 tarihinde fiili olarak yayında olduğuna dair bilgi ve belge olmadığı, 2006 yılına ait listeden de anlaşılacağı üzere Düzce'ye yönelik "radyo" yayını yapma hususunda herhangi bir bildiriminin olmadığı, 6112 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihte Üst Kurulca davacının yayın yapmasına müsaade edildiği ve bu yerlere ait emisyon noktaları esas alınarak 2011 yılı Kanal/Frekans Yıllık Geçiçi Kullanım Bedeli belirlendiği, anılan kullanım bedeli listesinde davacının Düzce iline yönelik yayın izni olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.