19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/17285 Karar No: 2017/3609 Karar Tarihi: 10.05.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17285 Esas 2017/3609 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirket, davacı şirkete ait çek altındaki imzanın kendilerine ait olmadığını, imza sahibinin de şirketi temsile yetkisi olmadığını ve dolayısıyla müvekkilinin borçlu olmadığını savunarak menfi tespit davasının reddedilmesini istemiştir. Mahkeme ise yapılan yargılama sonunda davacı şirketin ortağı olan kişinin şirketi temsil yetkisi olmadığı, imzanın yetkisiz kişi tarafından atıldığı ve bu nedenle çeke dayanarak davalı şirketten ücret talep edilemeyeceği, çekin davacı şirketi bağlamayacağı sonucuna ulaşarak davayı kabul etmiştir. Kararda kanun maddesi belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi 2016/17285 E. , 2017/3609 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Davacı vekili, dava konusu çek altındaki imzanın şirketi temsile yetkili ..."e ait olmadığını imza sahibi olan..."in şirketi temsile yetkisi bulunmadığını çek altındaki imzanın müvekkili şirketi bağlamadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 2014 yılı öncesinde davacı şirketin muhasebeciliğini yaptığını, davacı şirket ortaklarından..."in, ..."in bilgisi dahilinde 2013 yılından kalan muhasebe ücretlerini ödemek için müvekkilinin işyerine geldiğini, dava konusu çekin de... tarafından teslim edildiğini,..."in daha önce de şirket adına birçok çek ve senet düzenlediğini, imzanın davacıyı bağladığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı şirketin ortağı olan ..."in şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, ..."in şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu, davalının yetkisiz kişi tarafından imzalanan çeke dayanarak davacı şirketten ücret talep edemeyeceği, çekin davacı şirketi bağlamayacağı, şirketin muhasebesini tutan, şirketi kimin temsil ettiği noktasında bilgisi olan ve hayatın olağan akışı gereği bilgisi olması gereken davalının beyanlarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 10/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.