Kasten yaralama suçundan sanık M. Ç..’ın 5237 sayılı TCY’nın 86/2, 86/3-c, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Yasanın 50/3 ve 50/1-f maddeleri uyarınca hapis cezasının 2 ay süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya çevrilmesine ilişkin, Bursa 1. Çocuk Mahkemesince verilen 12.02.2008 gün ve 199-116 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 23.02.2010 gün ve 8983-3056 sayı ile verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 2. Ceza Dairesince 27.10.2010 gün ve 9227-29760 sayı ile;
“Hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa’nın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. Fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasa"nın 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması” isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Bursa 1. Çocuk Mahkemesi ise 26.04.2011 gün ve 113-363 sayı ile;
“CMK’nun 231/5. maddesinin ...Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, 1 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir... hükmü karşısında mahkememizce sonuç olarak 2 ay süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırma cezası verildiği, bu cezanın da esasen bir ceza olmayıp tedbir niteliğinde olduğu düşünüldüğünde bozma ilamının yerinde olmadığı düşüncesi ile eski kararda direnmek gerekmiştir” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli 20.01.2012 gün ve 334808 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; kısa süreli hapis cezasına mahkum olan çocuk sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma koşullarının TCY’nın 50. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımlara çevirme kararından önce değerlendirilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
20.12.1989 doğumlu olan sanığın 05.09.2007 tarihinde inceleme konusu suçu işlediği, yargılama sonucunda 5237 sayılı TCY’nın 86/2, 86/3-c, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Yasanın 50/3 ve 50/1-f. maddeleri uyarınca kısa süreli hapis cezasının 2 ay süre ile kamuya yararlı bir işte çalışma yaptırımına çevrilmesine, sonuç cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesi nedeniyle sanık hakkında 5271 sayılı CYY’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar konusu üzerinde durulması gerekmektedir:
5237 sayılı TCY’nın “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50. maddesi;
“1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre,
a) Adlî para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,
Çevrilebilir.
2) Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.
3) Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.
4) Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adlî para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz.
5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.
6) Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Bu durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.
7) Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getiri¬lememesi durumunda, hükmü veren mahkemece tedbir değiştirilir” şeklinde düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCY’nın 50/3. maddesindeki düzenleme ile fiili işlediği tarihte 18 yaşından küçük sanıkların daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla mahkûm olunan bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının, aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunlu kılınmış ve bu husus herhangi bir takdire bağlanmamıştır. Bu nedenle maddede yazılı koşulların oluşması halinde başka herhangi bir değerlendirme yapılmadan özgürlüğü bağlayıcı cezanın seçenek yaptırımlardan birisine dönüştürülmesi gerekmektedir.
Buna karşılık 5271 sayılı CYY’nın 231/7. maddesi; “Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez” şeklinde düzenlenmiş olup, açıklanması geri bırakılan hükümde yer alan hapis cezasının ertelenemeyeceği ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırıma çevrilemeyeceği belirtilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 gün ve 346-25, 03.02.2009 gün ve 250-13 ile 29.09.2009 gün ve 130-213 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da açıkça belirtildiği gibi, koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, objektif koşulların varlığı halinde, 6008 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde mahkemece seçenek yaptırımlara çevirme ve ertelemeden önce değerlen¬dirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan yasa koyucu, kişi hakkındaki hükmün hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ile belirli koşulların gerçekleşmesi halinde kişilerin işledikleri bir takım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat tanımak istemiştir. Yasa koyucu 5237 sayılı Yasanın 231. maddesine 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasa ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunu düzenlediği 5-14. fıkraları eklediği aşamada 5237 sayılı Yasanın 50/3. maddesindeki yasal düzenlemeyi ve zorunlulukları bilmektedir. Buna rağmen CYY’nın 231. maddesinin 7. fıkrasındaki düzenlemeyi yapmakla, açıklanması geri bırakılan hükümlerde 5237 sayılı TCY’nın 50/3. maddesindeki yaptırıma çevirme zorunluluğunun uygulan¬mamasını istediği yönündeki iradesini açıkça ortaya koymuştur. Aksi görüşün kabulü daha önce hapis cezasına mahkum olmamış çocuklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması suretiyle adli yönden lekelenmeme haklarının ellerinden alınması sonucunu doğurur ki, bu sonuç hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun düzenleniş amacına açıkça aykırıdır.
Bununla birlikte, koşulların gerçekleşmemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi veya açıklanması geri bırakılan hükmün 5271 sayılı CYY’nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca açıklanması sırasında 5237 sayılı TCY’nın 50/3. maddesinde yer alan seçenek yaptırımlara çevirme zorunluluğu mahkemece değerlendirilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Geçmişte sabıkası bulunmayan ve kısa süreli hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen çocuk sanık hakkında yerel mahkemece, hüküm tarihi itibarıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce re’sen değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCY’nın 50/3. maddesi uyarınca seçenek yaptırıma çevrilmesi ve sonuç cezanın hapis veya adli para cezası olmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla isabetsiz olan yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bursa 1. Çocuk Mahkemesinin 26.04.2011 gün ve 113-363 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.09.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.