Esas No: 2019/3273
Karar No: 2021/5217
Karar Tarihi: 10.11.2021
Danıştay 8. Daire 2019/3273 Esas 2021/5217 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3273
Karar No : 2021/5217
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …Bakanlığı
VEKİLİ : Av. … 2- …Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. … 3- …Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olan davacının "6 ay süre ile işten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına" ilişkin İstanbul Barosu Disiplin Kurulu'nun …tarih ve … sayılı kararı ile bu kararın onanmasına ilişkin Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu'nun …tarih, …sayılı kararının ve bu kararın uygun bulunmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nün …tarih ve …sayılı Olur işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla, davacının eylemi ile ilgili olarak hakkında yapılan yargılama sonucu hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan ceza verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin görüldüğü hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçunun Avukatlık Kanununun 5/1-a maddesine göre avukatlığa engel suçlardan olduğu ve anılan Kanunun 136/1. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası gerektirmekte ise de; davacı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği görüldüğünden, verilen mahkumiyet kararının CMK'nın 231/5. maddesi uyarınca hukuki sonuç doğurmaması karşısında Avukatlık Kanununun 158/1. maddesinde belirtilen ilkeler uyarınca eylemin niteliği ve ağırlığı da dikkate alınarak meslekten çıkarma cezası yerine bir alt ceza olan belirli süre ile işten çıkarma cezası verilmesine yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesince; istinaf istemine konu İdare Mahkemesi kararının 22/03/2018 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine karşın davacının, 30 günlük süre geçirilerek 25/04/2018 tarihinde kayda giren dilekçeyle istinaf isteminde bulunduğu görüldüğünden süresinde olmayan istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İstinaf başvurusunun süresinde yapıldığı, 30 günlük yasal sürenin son gününün 21.04.2018 Cumartesi gününe rastladığı, takip eden ilk iş günü olan 24.04.2018 tarihinde UYAP üzerinden dava dosyasına istinaf başvuru dilekçesini sunduğu, dilekçe üzerindeki havale tarihinin dikkate alınarak verilen süre ret kararının hukuka aykırı olduğu, işten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin olarak; müşteki iddiasının hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, müştekinin lehtarı olduğu senetteki alacakları ciro yolu ile müvekkili Z.C.'ye intikal ettirdiği, güveni kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, tanık dinletme hakkının tanınmadığı, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulunca sadece Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararı dikkate alınarak karar verildiği, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden 5 yıllık denetim süresi içinde sanık sıfatının devam ettiği, yargılamanın henüz sonuçlanmadığı, bu nedenle baro disiplin kurulunun yargılamanın sonuçlanmasına kadar disiplin yaptırımı uygulayamayacağı, öte yandan müştekinin yargılama sürecinde şikayetinden vazgeçtiği, hakkında mahkumiyet kararı verilmediğinden dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, bozulmasını gerektiren bir sebep bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Avukatlar hakkında tesis edilen süreli işten çıkarma cezalarına karşı açılan davalarda bölge idare mahkemelerince verilen kararların, esasen 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinde tahdidi olarak sayılan temyiz edilebilecek kararlar arasında yer almadığı, zira bu işlemlerle meslekten çıkarma sonucunu doğuran herhangi bir karar alınmadığı, öte yandan avukatlığın ticari faaliyet olarak da değerlendirilemeyeceği bu nedenle uyuşmazlığın 46/1-d bendi kapsamında da yer almadığı açık ise de; somut olayda bölge idare mahkemesi kararının davacının istinaf başvurusunu süresinde yapmadığı gerekçesiyle süre yönünden reddine yönelik usule ilişkin bir karar olduğu anlaşıldığından davacının temyiz başvurusunun usul kurallarına uygunlukla sınırlı olarak incelenmesi gerekmektedir. Aksi halde Bölge İdare Mahkemesinin bakılan davada usul kuralını hatalı uygulaması durumunda davacının istinaf başvurusunun esası incelenememiş olacak, bu kararın temyiz denetiminin Danıştay'dan istenilmesi durumunda ise 2577 sayılı Kanunun 46. maddesindeki düzenleme önüne engel olarak çıkacaktır.
Adil yargılanma hakkının davanın taraflarına sağladığı tüm usul güvencelerine uyulmuş olsa bile yargılama sonucunda verilen hükmün hatalı olması mümkündür. Diğer bir ifadeyle adil yargılanma hakkının güvencelerine riayet edilmiş olsa da hâkimin gerek maddi vakıaların değerlendirilmesinde gerekse hukuk kurallarının uygulanmasında yanılgıya düşmesi ve buna bağlı olarak hukuka aykırı hüküm vermesi söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle hak arama hürriyetinden yararlanılabilmesi bakımından adil ve isabetli olmadığı düşünülen bir hükmün başka bir yargı mercii tarafından denetlenmesi bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Anayasamız açısından bu gereklilik, özel olarak düzenlenen hak arama hürriyetinin kapsamı ve mahiyetinden kaynaklanmaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacının 6 ay süre ile işten çıkarma cezası ile cezalandırıldığı, bu işlemin davacının meslek hayatına yönelik olumsuz sonuçlarının bulunduğu, belirtilen süre zarfında avukatlığa ait yetkileri kullanamayacağı da dikkate alındığında; hükmün denetlenmesini talep etme hakkı bağlamında temyize konu bölge idare mahkemesi kararının usul kurallarıyla sınırlı olarak temyiz incelemesinin yapılması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesi kararının davacı vekiline 22.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre 30 günlük sürenin son günü olan 21.02.2018 tarihinin Cumartesi gününe rastladığı, 23.04.2018 Pazartesi gününün resmi tatil olduğu, bu nedenle sürenin 24.04.2018 Salı gününe uzadığı, davacının da 24.04.2018 tarihinde dava dilekçesini UYAP üzerinden dava dosyasına sunduğu, bu haliyle istinaf başvurusunun süresinde olduğu görüldüğünden, dilekçe üzerinde yer alan havale tarihi esas alınarak istinaf başvurusunun süre yönünden reddi yönünde karar veren temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İstinaf" başlıklı 45. maddesinde, "1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.
3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un "Temyiz" başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; "Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları"; (d) bendinde ise, "Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları" hakkında verilen kararların Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; İdare Mahkemelerinin tek hakim sınırı dışında kalan bütün kararlarına karşı mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemesince istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı ise sadece 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesinde yer alan konular ile sınırlı olarak Danıştay'a temyiz başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi üzerine verilen ve 46. madde kapsamı dışında olan kararların ise kesin olduğu görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, "6 ay süre ile işten çıkarma" cezasının iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyiz kanun yoluna başvurulabilecek davaların tahdidi olarak sayıldığı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davası" olarak nitelendirilemeyeceği, nitekim 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Disiplin cezaları" başlıklı 135. maddesinin 1. fıkrasının (4) numaralı bendinde, işten çıkarma, "avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere mesleki faaliyetlerin yasaklanması" olarak tanımlanmış olup, meslekten çıkarılma sonucunu doğuran disiplin cezası niteliğine sahip bulunmayan dava konusu işlem hakkında açılan davanın, 2577 sayılı Kanunun m.46/1-(c) kapsamında yer almadığı, öte yandan, avukatlık mesleği ticari faaliyet olarak da değerlendirilemeyeceğinden 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi kapsamında da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temyiz istemine esas teşkil eden kararın Bölge İdare Mahkemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesine göre temyiz yolu açık olmayan "kesin" kararlarından olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin incelenmeksizin reddine,
2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 10/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.