17. Hukuk Dairesi 2019/3236 E. , 2020/7165 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili davalılardan ..."e ait trafik sigortası bulunmayan aracın yaya olan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, hastanede tedavi gördüğünü, geçirdiği ameliyatlardan dolayı ekonomik geleceğinin sarsıldığını belirterek 8.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş ıslah dilekçesiyle talebini 31.673,91 TL Ye yükseltmiştir.
Mahkemece, bozma ilamı öncesi verilen ilk kararda davanın kabulü ile 31.673,91 TL tazminatın davalı ... ve Güvence Hesabından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine davalı ...’in tüm temyiz itirazlarının reddine davalı ... Hesabının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek dosyada alınan kusur raporu alınmadan karar verildiği, kusur oranı konusunda gerektiğinde kusur uzmanı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi, davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda alınan adli tıp uzmanı bilirkişi Dr. ... 07/01/2013 tarihli raporuna göre davacının Sosyal
Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre %9,3 oranında daimi maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek aktüer hesabı yaptırıldığı, oysa, hükme esas alınan maluliyet raporu olay tarihinde yürürlükte bulunan "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre düzenlenmediğinden hükme dayanak yapılması mümkün bulunmadığı, aynı bilirkişiden veya en yakın üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı"ndan ya da Adli Tıp Şube Müdürlüğü"nden "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden rapor alınıp sonucu göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma,toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 3.769,37 TL geçici maluliyet tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (hükmedilen tazminata davalı ... yönünden 31.03.2011 tarihinden; davalı ... yönünden 10.08.2011 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,) fazlaya ilişkin talebin (27.904,54 TL) reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle maluliyet yönünden alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 24.07.2017 tarihli raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamı gereği alınan 04.05.2018 tarihli trafik bilirkişisinin düzenlediği raporunda trafik sigortası bulunmayan aracın firari sürücüsünün kavşağa yaklaşırken hızını azaltma kuralını ihlalden %70 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın yaya kaldırımı ve banket bulunmayan yerde taşıt yolunun sol kenarını izlemek zorunda olduğu kuralını ihlalden %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında kazanın; trafik sigortası bulunmayan aracın habersiz olarak sürücü tarafından alınıp kaçtığı esanada davacıya çarpması neticesinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Soruşturma dosyası kapsamında düzenlenen 31.03.2011 tarihli ...,... Merkezi Amirliğince ../...
düzenlenen tutanakta sürücü yönünden oto hırsızlığına teşebbüs suçundan işlem yapılması talimatı verildiği, kaza tarihinde düzenlenen 31.03.2011 tarihli olay yeri araç görgü ve tespit tutanağı ve eki krokisinin incelemesinde ise olay yerinde banket veya yaya kaldırımı olup olmadığının belli olmadığı görülmektedir. Bu durumda yayanın ve sürücünün kazanın oluşumundaki kusur durumlarının tespitinde keşif yapıması önem arz etmekte olup davacı ısrarla kaldırımda yürüdüğünü ileri sürmektedir. Bu konudaki itirazları karşılanmamıştır. Mahkemece, davacının yaralanmasına konu olayla ilgili keşif yapılmadan kusur tespiti yoluna gidilmesi isabetli olmamıştır.
O halde mahkemece, yerine yapılacak keşif incelemesiyle konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden soruşturma dosyası ve tüm dosya kapsamında, davacının itirazlarıda gözönüne alınarak inceleme, irdeleme ve değerlendirme yapılarak yayanın ve sürücünün kazanın oluşumundaki kusur durumlarının tespiti ile denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
3-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.