3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/2425 Karar No: 2019/10534 Karar Tarihi: 15.05.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/2425 Esas 2019/10534 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hüküm temyiz edildi ve Yargıtay tarafından incelendi. Yargıtay, katılanın yaralanmasına ilişkin Denizli Devlet Hastanesi raporlarının hükme esas alınacak ölçüde yeterli olmadığını ve katılanın tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne sevk edilmesi gerektiğini belirtti. İddianamede talep edilmediği halde, sanığa ek savunma hakkı verilmeden savunma hakkının kısıtlanması da hatalı görüldü. Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümleri iptal etmesi nedeniyle, sanığın hak yoksunlukları yönünden hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Bu nedenlerle, hüküm bozuldu. Kanun maddeleri olarak; 5237 sayılı TCK'nin 86. ve 87. maddeleri, 5271 sayılı CMK'nin 226. maddesi, Anayasa Mahkemesi Kararı'na göre 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi ve 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi belirtilmiştir.
3. Ceza Dairesi 2019/2425 E. , 2019/10534 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sonuç cezanın doğru olarak 3 yıl 1 ay 15 gün olarak hesaplandığı, tebliğnamenin cezanın 2 yıl 13 ay 15 gün olması gerektiğine dair görüşüne iştirak edilmemiştir. 1) Katılanın yaralanmasına ilişkin Denizli Devlet Hastanesinin 23.01.2015 tarihli raporunda sadece sırtta hassasiyet, mevcut bulgularla hayati tehlike olduğu belirtildiği, aynı hastanenin 29.01.2015 tarihli raporunda ise katılanın hayati tehlike geçirdiği ve vücudunda hafif (1.) derece kırık olduğunun yazıldığı fakat raporlarda hangi yaralanmalara binaen katılanın hayati tehlike geçirdiğinin belirtilmediği, bu haliyle raporların hükme esas alınacak ölçüde yeterli olmaması nedeniyle, katılanın tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne sevk edilerek, özellikle söz konusu yaralanmanın hayati tehlikeye neden olup olmadığı hususunu gösterir şekilde, 5237 sayılı TCK"nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınması gerektiği gözetilmeden, yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) İddianamede talep edilmediği halde, sanığa 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden, 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin sanık aleyhine uygulanmasına karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.