10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/22351 Karar No: 2014/22277 Karar Tarihi: 26.12.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/22351 Esas 2014/22277 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/22351 E. , 2014/22277 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Muğla 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi Tarihi :08.07.2014 No :2013/113-2014/375
Dava, Kuruma verilen ek aylık prim hizmet bildirgelerinin ve prim tahakkuklarının iptali ile bu bildirgeler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava hukuki nitelikçe, davacı işveren tarafından davacı sigortalının çalışması ile ilgili olarak verilen Ek Aylık Pirim Hizmet Bildirgelerinden doğan ek prim tahakkuku işleminin iptali ve buna bağlı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 Sayılı Yasanın 8’inci maddesinin 6 fıkrasında yer alan “Kamu idareleri ile bankalar, Kurumca sağlanacak elektronik altyapıdan yararlanmak suretiyle, Kurumca belirlenecek işlemlerde, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etmek ve sigortasız olduğunu tespit ettiği kişileri, Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.” hükmü uyarınca kuruma bildirilen sigortalının çalışma süresinin tam olarak tespiti gerekmekte olup, bu durumun sigortalının hak alanını da ilgilendirmesi karşısında sigortalıların da davada taraf olmasında hukuki yararları olduğu anlaşıldığından, davanın sadece Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında yürütülüp sonuçlandırılması isabetsizdir. Hal böyle olunca, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 günlü 2011/21-632 E;, 2011/784 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava sonucunda verilecek karar, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalıların da hak alanını ilgilendirdiğinden, davacı tarafa söz konusu sigortalıların HMK’nın 124’üncü maddesi gereğince yöntemince davaya dahil edilmesi (davanın teşmil edilmesi) için süre verilmesi, anılan sigortalının gösterdiği delillerin de toplanması ve davacı şirkete ait işyerinden bildirilen bordrolu tanıkların da beyanları alınmak suretiyle tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklikler giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.