Esas No: 2018/5298
Karar No: 2021/3557
Karar Tarihi: 10.11.2021
Danıştay 5. Daire 2018/5298 Esas 2021/3557 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5298
Karar No : 2021/3557
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Başkanlığı / …
İstemin Özeti : Davacı tarafından, Anayasa Mahkemesi Başkanlığında …olarak görev yapmakta iken 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4/1-(g) maddesi uyarınca Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olması nedeniyle kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin …tarih ve …sayılı Anayasa Mahkemesi Başkanlığı kararının iptali ve karar nedeniyle mahrum kalınan özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından; dava konu işlem dayanağı tanıkların kim olduğu ve ifadelerinin ne olduğunun bilinmediği, bu şekilde gerçekleşen kamu görevinden çıkarma işlemi ile savunma hakkını etkin bir şekilde kullanmasının engellendiği, davalı idarenin cevabi yazı ile mahkemeye gönderdiği bilgi, belgelerin tarafına tebliğ edilmediği, çelişmeli yargılama ilkesinin ihlal edildiği, ilk derece mahkemesi ret gerekçesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davalı idare tarafından; 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinde; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara ile irtibatı, iltisakı, üyeliği veya mensubiyeti olduğu değerlendirilen personelin, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayı ile kamu görevinden çıkarılacağının öngörüldüğü, davacının bu yapı ile ilgisi olduğuna dair sosyal çevre bilgisi, tanıkların zaman içinde oluşan ve beyanlarına da yansıyan ortak kanaatleri ile aynı konuda inceleme yapılan diğer personelin tanıklıkları, soruşturma kapsamında diğer kurum ve kuruluşlardan gelen bilgi ve belgeler dikkate alınarak davacının, söz konusu yapı ile kamu görevinde kalmasıyla bağdaşmayacak nitelikte bağı olduğu değerlendirilerek tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, davacının yazılı savunmasının alındığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Diğer yandan, davacı tarafından dava konusu işlem tesis edilirken hiçbir belge sunulmadığı ve tarafına savunma hakkı tanınmadığı ileri sürülmekte ise de; 667 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesine dayanılarak tesis edilen dava konusu işlem, disiplin cezası niteliğinde olmayıp "göreve son" müessesesinin bir örneği olduğundan bu şekilde göreve son verme halinde ilgililerin savunmasının alınması zorunlu olmamakla birlikte; Bölge İdare Mahkemesince ara kararı ile istenmesi üzerine davalı idarece dosyaya sunulan dava konusu işleme dayanak bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davalı idare bünyesinde 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca oluşturulan komisyon çalışmaları kapsamında ifadesine başvurulan tanıkların davacıyı yıllardır tanıdıklarını, davacının olaylar karşısında vermiş olduğu tepkilerden ve aynı yapıya mensup olmaları nedeniyle uzaklaştırılan ve haklarında ceza soruşturması yürütülen bir kısım eski raportörlerle ilişkilerinden davacının FETÖ/PDY ile ilişkili olduğu hususunda tam bir kanaatlerinin bulunduğunu ifade ettikleri; davacının 02/08/2016 tarihli yazılı savunmasında "..Üniversite sınavlarına hazırlık ve üniversite dönemlerinde kaldığı yurtların bugün itibariyle FETÖ/PDY ile ilgisinin ortaya çıktığı, üniversiteyi kazandıktan sonra "hizmet evi" olarak adlandırılan evlerde kaldığı 1 yıllık süre zarfında 3-4 ortaokul öğrencisine birkaç kez ders anlattığı, FETÖ/PDY ile herhangi bir bağının bulunmadığı.." hususlarının beyan edildiği görülmüş olup kamu görevinden çıkarma işlemi tesis edilirken davacının yazılı savunmasının alındığı anlaşıldığından davacının anılan iddiasına itibar edilmemiştir.
Öte yandan, UYAP üzerinden yapılan incelemede; davacı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği görülmekte ise de masumiyet karinesi ilkesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, ilgilisi lehine veya aleyhine bir sonuç doğurmayacağı açık olmakla birlikte, ceza mahkemesi kararından bağımsız olarak, ceza yargılaması sırasında elde edilen delillerin, ilgililerin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak veya irtibat düzeyinde bir ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi noktasında ayrıca değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu itibarla, davacı hakkında yürütülen ceza yargılamasında, …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararında; davacının FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve TCK'nın "etkin pişmanlık" hükümleri kapsamında ceza indirimi yapılarak hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, etkin pişmanlıktan faydalanan davacının iltisak ve irtibat düzeyindeki ilişkisinin kendi samimi ikrarı ile ortaya konulduğu anlaşılmaktadır.
…Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 10/11/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.