Esas No: 2016/161
Karar No: 2016/208
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/161 Esas 2016/208 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2016 / 161 KARAR NO : 2016 / 208 KARAR TR : 11.4.2016 |
ÖZET: Davacı şirket ile davalı idare arasında, BUSKİ Tarifeler Yönetmeliği uyarınca akdedilen Atıksu Abone Sözleşmesine ilişkin olarak, davacı tarafından, bu sözleşmenin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
|
K A R A R
Davacı : M.Gıda San. ve Soğuk Depo A.Ş.
Vekilleri : Av. O. D. & Av. N. Y. & Av. S.A.
Davalı : Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. Emrah K.
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Davacı müvekkilim Şirket M.Gıda Sanayi A.Ş. “Turanköy, Kestel / BURSA” adresinde soğuk hava depo işletmeciliği yaptığı için yaş sebze ve meyve vs. gıda sektöründe tüketilen birçok ürünün depolama, saklanma işlerini ve dondurulmuş meyve sebze işleme işini yapmaktadır. Bu çerçevede, davacı müvekkilim Şirket faaliyetini sürdürürken “ atık su “ tabir edilecek suları kullanmakta ve atık suların deşarj işlemi de Çevre Kanununa ve tüm yasal mevzuata uygun olarak tarafından yapılmaktadır.
Müvekkilim Şirketin kendisine ait yasal atık su arıtma tesisi bulunmaktadır. Atık suların arıtılmasından sonra ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - Bursa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından periyodik olarak atık su numunesi alınmak sureti ile suların denetimi düzenli olarak yapılmaktadır. Müvekkilim Şirket tarafından atık sular kendi tesisinde arıtıldıktan sonra deşarj edilmektedir.
Müvekkilim Şirketin Bursa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen 17/07/2017 tarihine kadar “çevre izin” belgesi bulunmaktadır.
Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin Ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik 1. Bölüm 3. Madde de “ Çevre izni: Mevzuat gereğince verilmekte olan emisyon, deşarj. gürültü kontrol, derin deniz deşarjı ve stabilize arıtma çamuru kullanım izinlerini,.. ” ifade ettiği seklinde tanımlanmaktadır.
Müvekkilim Şirkete 12/07/2017 tarihine kadar geçerli olmak üzere verilen izin belgesinin konusu da “ ATIK-SILDEŞARJI. HAVA EMİSYON” olup iş bu lisans ile müvekkilim şirkete atık suların deşarjının yasalara Uygun olarak kendisi tarafından yapılması konusunda izin verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle iken davalı Belediye İdaresi bağımsız hareket ederek 62997561- 314.01.01.01-406 sayılı “ atıksu” konulu yazı ile - “Tarifeler Yönetmeliğimizin 6.10 maddesinde “ Kuyu, kaptaj havuz ve benzeri tesislerden veya tankerle ver altı ve yüzeysel suları temin ederek kullanıp atan özel ve tüzel kişiler, BUSKİ’ya başvurup abonelik sözleşmesi yapmak zorundadır”, denmektedir”, “Yapılan araştırmalarda faaliyet göstermekte olduğunuz yerde bu mahiyette su kullandığınız tespit edilmiştir.” gerekçesi ile davacı müvekkilim Şirkete “ Atık su abonelik işleminizi, yazımızın tebliğ tarihinden itibaren 7 takvim günü içerisinde Abone İşleri Daire Başkanlığına müracaat ederek yaptırmanız gerekmektedir, yaptırmadığınız takdirde resen abonelik işlemi başlatılacaktır.” bildirimi ile yaptırım mahiyetinde keyfi, haksız ve hukuka aykırı, yasal olmayan işlem uygulanmıştır.
İdarenin yukarıda belirtilen haksız ve hukuka aykırı işleminin düzeltilmesi için davalı İdareye tarafımızdan başvurulmuştur fakat davalı İdare bu kere 27/04/2015 tarihli 77723386-611.99 sayılı “M. Gıda Sanayi A.Ş. hakkında“ konulu yazısı ile talebimizi yasal olmayan gerekçe ile reddettiğini bildirmiştir.
Davalı İdare işlemin iptali talebimizi red gerekçesini yönetmelik hükmüne dayandırmıştır. Ancak BUSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 44. Maddesinde bulunan - Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması (Atıksu) Aboneliği Yapmayanlar île Kaçak ve Usulsüz Kanal Bağlantısı Yapanlar Hakkında Uygulanacak Yaptırımlar ve Tarifesi 44.1. maddesi “ BUSKİ’ye ait su şebekesi haricinde kuyu, kaptaj havuz vb tesislerden veya tankerle yer altı ve yüzeysel sulan temin ederek deşarj edenler, BUSKİ’ nin kanalizasyon ve kullanılmış suların uzaklaştırma hizmetlerinden (vidanjör hizmeti vb) faydalananlar ile nihai bertaraf hizmetlerini (Arıtma vb) alanlar, alacak olanlar tükettikleri kadar suyu kirleteceklerinden BUSKİ ile Kullanılmış Suların Uzaklaştırılmasına ilişkin Atıksu Abonelik Sözleşmesi yapmak: bunların nihai bertarafı ve uzaklaştırılması için “Kullanılmış Suların Uzaklaştırma Bedelini” ödemek mecburiyetindedirler. Atıksu Abonelik Sözleşmesi yapmadan kanalizasyon şebekesinden faydalananlar, nihai bertaraf hizmeti verilenler ve verilecek olanlar tespit edildiğinden, haklarında hemen tutanak tanzim edilir. Bu tutanakta kaçak ve usulsüz bağlantının şekli, ölçülen su miktarı, kaçak ve usulsüz kullanımının süresi; sayaçlı kullanım ise sayaca müdahale olup olmadığı vb. bilgiler ayrıntılı olarak kaydedilir. Tutanak 3 suret olarak hazırlanır. İlgilinin de imzası alınarak bir suret ilgiliye bırakılır. İlgilinin bulunmaması veya imzadan imtina etmesi halinde tutanak üzerinde bu durum belirtilmek suretiyle denetlenen yere bırakılır. Bu şekilde düzenlenen ve bırakılan tutanak bildirim yerine geçerlidir. Bu sebeple hakkında tutanak tanzim edilenler 7 gün içinde BUSKİ’ ye müracaat ederek atıksu aboneliği tesis etmek ve tahakkuk edecek bedeli ödemek mecburiyetindedirler. Süre sonunda abonelik tesis etmeyenler hakkında resen işlem yapılır. “ hükmünün müvekkilim Şirkete uygulanması açıkça hukuka aykırıdır. Hukuka ve yasaya aykırı Yönetmelik Hükmünün kanunlar hiyerarşisinde değerlendirildiğinde öncelikli olarak uygulama alanı bulamayacağı açıktır.
Kaldı ki, Yönetmelik hükmünde örnekleme yolu ile; Atıksu Abonelik Sözleşmesi yapacaklarda aranan kriterler sayılmıştır. Yönetmelik hükmünden anlaşıldığı üzere; Abonelik Sözleşmesi ile abonelerden “ Kullanılmış Suların Uzaklaştırılma Bedeli “ adı altında “atık suların nihai bertarafı ve uzaklaştırılması hizmetlerinin“ bedeli tahsil edilmektedir.
Atıksuların nihai bertarafından asıl anlaşılacak olanın “atık suyun arıtılması”, uzaklaştırılmasından ise “vidanjör hizmeti’’ olduğu Yönetmelik hükmünde örnekleme yolu ile açıkça ifade edilmiştir.
Bu doğrultuda kullandığı atık suyu kendi öz kaynakları ile kurduğu arıtma tesisinde kendisi arıtan müvekkilim ayrıca atık suyun uzaklaştırılmasında da davalı İdareden herhangi bir hizmet almamaktadır.
Müvekkilim Şirketin faaliyet gösterdiği bölgede idarenin kanalizasyon hattı dahi bulunmadığından atık suyun deşarj işlemi tamamen müvekkilimin kendi imkanları ile ve yasalara uygun olarak sağlanan yollarla yapılmaktadır. Müvekkilim Şirketin kurduğu arıtma tesisinde arıtılan atık sular Çevre İl Müdürlüğünün gösterdiği alıcı ortama davacı müvekkilim imkanları ile boşaltılmıştır.
Hal böyle iken davacı müvekkilim Şirketin almadığı ve alması zaruret olmayan bir hizmet için her ay yüklü bedeller ödemesi., işletmenin telafisi güç zararına neden olacağı gibi yapılan uygulamanın haksız ve hukuka aykırı olduğu her türlü şüpheden uzaktır.
Davalı İdarenin cevabi yazısında belirttiği gerekçeleri ve red kararı yasal dayanaktan yoksun olun haksız ve hukuka aykırıdır.
Yukarıda belirttiğimiz gibi ve 13/01/2015 tarihli BUSKİ - Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün “ Atıksu Kalite Kontrol Ruhsatı “ konulu yazısında tespit edildiği üzere; davacı müvekkilim Şirketin atık sularının deşarj işlemi, 13/07/2017 tarihine kadar geçerli olan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden alınmış olan Çevre Lisansına istinaden ve davacı müvekkilim Şirketin uzun erimli geri dönüşsüz mecburi gider olarak finansmanını kendi öz kaynaklarından sağlayarak kurduğu atıksu arıtma tesisi kullanılarak yapılmaktadır.
Tüm bu hususlar davalı İdarece tespit edilmiş olup, davacı müvekkilim Şirketin atık sularını deşarj işleminde davalı İdareye yükletilen herhangi bir maddi külfetin olmadığı anlaşılmaktadır.
Buna rağmen davalı İdare tarafından davacı müvekkilim Şirketin atık sularını kuruma ait kanalizasyon hattına deşarj ettiği. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ve BUSKİ Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği hükümleri uyarınca Atıksu Deşarj izin işlemlerinin taraflarından yapılacağı ile resen atıksu aboneliği yapılması yasanın amir hükümlerine ve yerleşik Danıştay kararlarına aykırıdır.
Davalı İdare tarafından yapılan işlemin hiçbir surette kabul manasına gelmemekle birlikte; davacı müvekkilim Şirket tarafından BUSKİ’ye atık su aboneliği yaptırılması için BUSKİ’nin tüm yasal şartları ve alt yapıyı sağlaması gereklidir. Bu çerçevede;
Müvekkilim Şirket’in atık sularının arıtılması için BUSKİ tarafından kurulmuş bir arıtma tesisi ve isale hattı bulunmamaktadır.
Atık suların biyolojik arıtmasının yapılmadan deşarj kanalına aktarılması ise mümkün değildir.
3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Yasanın, "Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin görevleri" başlıklı 6/A-g maddesinde, "Büyükşehir dahilindeki su, kanalizasyon, her nevi gaz, merkezi ısıtma ve toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek" Büyükşehir Belediyelerine ait görevler arasında sayılmıştır.
Ancak yukarıda da açıklandığı üzere davacı müvekkilim tarafından kullanılan atık sularının arıtılması ve deşarj işlemi için İdare tarafından kurulan, kurdurulan hiçbir tesis bulunmamaktadır.
Mahallinde yapılacak kesif ve bilirkişi incelemesinde İdarenin işlemlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğu kanıtlanacaktır.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere müvekkilim Şirketin Bursa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen 17/07/2017 tarihine kadar geçerli çevre lisansı bulunmaktadır. Devlet Yönetiminde ve Kamu İdarelerinin verdiği lisansların (izin..vb.) sürekliliği ve güvenilirliği temel ilkesi gereği müvekkilim izin lisansına güvenerek arıtma tesisi yatırımı yapmıştır. Tesisin ekonomik kullanım süresi dolmadan atıl hale getirilmesi müvekkil açısından hukuk güvenliği inancını sarsacak bir durumdur.
Davacı müvekkilime yapılan uygulama açıkça yasal mevzuata, Danıştay kararlarına aykırı, haksızdır. Bu nedenle Belediye İdaresinin işleminin iptali ile yürütülmesinin durdurulmasını talep etme zaruriyeti hâsıl olmuştur.
SONUÇ VE İSTEK: Açıklanan nedenler ile;
Davamızın kabulüne,
Davalı İdarenin müvekkilim M. Gıda San. Ve Soğuk Depo Tic. A.Ş. nin Buski’ye başvurup atık su abonelik işlemi yaptırması, aksi halde İdarece resen abonelik işlemi yapılması ile davalı İdareni bu yöndeki haksız ve hukuka aykırı uygulamasının düzeltilmesi, BUSKİ tarafından müvekkilim Şirketin “atık su aboneliğinin yapılmaması, yapılmış olması halinde ise geriye dönük olarak tüm maddi sonuçları ile iptali” taleplerimizin reddi yönündeki, 27/04/2015 tarihli 77723386-611.99 sayılı “ M. Gıda Sanayi A.Ş. hakkında” konulu KARARININ İPTALİNE VE YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASINA,
Yargılamanın DURUŞMALI yapılmasına,
Fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat haklarımız saklı tutularak, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi arz olunur.” demek suretiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.
Davalı idare vekili, süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın adli yargının görev alanına girdiğini öne sürerek görev itirazında bulunmuştur.
Bursa 1. İdare Mahkemesi: 17.09.2015 gün ve E:2015/787 sayılı kararı ile özetle; “(...) davacının kanalizasyon sistemine atık su deşarj ettiğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği açık olup, işlemin tesis edildiği tarihte taraflar arasında abonman sözleşmesinin bulunmadığı, uyuşmazlığın temel konusunun da davacıyla abonman sözleşmesinin yapılıp yapılamayacağına ilişkin olduğu dikkate alındığında uyuşmazlığın görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin, dolayısıyla Mahkememizin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.” demek suretiyle davalı BUSKİ vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü vekili tarafından, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı; “Bilindiği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” kenar başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
Kamu kurumlarınca alman idari kararların yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek açılan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde tanımlanan iptal davalarının amacı ise, idari işlemlerin idari yargı organlarınca denetlenerek, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasıdır.
Öte yandan, 03/07/2005 gün ve 5393 sayılı Belediye Kanununun "Belediyenin Yetkileri ve İmtiyazları" kenar başlıklı 15. maddesinin (d) bendinde, özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak veya yaptırmak belediyenin yetki ve imtiyazları arasında sayılmıştır.
Konuyla ilgili, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun ""Ücrete Tabi İşler"" kenar başlıklı 97. maddesinde; "belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet (...) için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediye "ye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir." hükmü yer almakta olup, aynı Kanuna 3914 sayılı Kanunla eklenen ve "Çevre Temizlik Vergisikenar başlıklı mükerrer 44. maddesinde de; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin katı atık toplama ile kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların çevre temizlik vergisine tabi olduğu, çevre temizlik vergisinin katı atıklar için maddedeki tarifeye göre hesaplanacağı, belediyelerin, atık su ile ilgili olarak da, katı atıklarla ilgili tarifede yer alan bina gruplarını topluca veya ayrı ayrı dikkate almak suretiyle su tüketim bedelini aşmamak üzere meclislerince belirlenecek miktarda çevre temizlik vergisi alacakları, atık su ile ilgili çevre temizlik vergisinin su tüketim bedeli ile birlikte tarh ve tahakkuk etmiş sayılacağı ve bu bedel ile birlikte tahsil edileceği, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan belediyelerde ise atık su bedellerinin tahsiline ilişkin uygulamanın kendi kanunlarındaki hükme bağlı olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmasına dair, 20/11/1981 tarih ve 2560 sayılı "İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun"un^ "Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek, (d) bendinde ise "Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak." görevleri İSKİ"nin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Aynı Kanunun Ek 5. maddesinde ise "Bu Kanun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanır." hükmüne yer verilmek suretiyle söz konusu Kanunun hükümlerinin tüm büyükşehir belediyelerinde geçerli olacağı vurgulanmıştır.
Bunların dışında, atıksu altyapı tesisleri ile evsel katı atık bertaraf tesislerinin kurulması, bakımı, onarımı, işletilmesi, kapatılması ve izlenmesi, bu tesislerle ilgili olarak verilen tüm hizmetleri karşılayabilecek tam maliyet esaslı tarifelerin; atıksu altyapı yönetimleri, büyükşehir belediyeleri ve belediyeler tarafından belirlenmesi, ayarlanması ve uygulanması yoluyla çevresel altyapı hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla hazırlanan ve Resmi Gazete"nin 27/10/2010 tarih ve 27742 sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren "Atıksu Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesisleri Tarifelerinin Belirlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik"x 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, söz konusu Yönetmeliğin uygulanmasında abone kavramının "Su ve atıksu ve katı atık hizmetlerinden faydalanan ve/veya faydalanacak gerçek veya tüzel kişiyi" ifade ettiği; aynı Yönetmeliğin "Abonelik" kenar başlıklı 10. maddesinde ise "atıksu altyapı yönetimlerinin hizmet vermekle yükümlü olduğu tüm gerçek ve tüzel kişilerin abone olmasının zorunlu olduğu" hükme bağlanmıştır.
Yine, Bursa Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde, su satışı ve atık suların uzaklaştırılması hizmetleri ile ilgili tarifelerin hangi kriterlere göre hesaplanacağını ve bu şekilde hesaplanan bedellerin hangi usul ve esaslara göre tahsil edileceğini belirlemek amacıyla hazırlanan "Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Tarifeler Yönetmeliği"nin "Tanımlar" kenar başlıklı 3. maddesinde, Yönetmeliğin uygulanmasında abone kavramının BUSKİ ile hizmet sözleşmesi yapan gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği belirtildikten sonra, "Yalnız kullanılmış suların uzaklaştırılması tarifesi uygulanacak aboneler" kenar başlıklı 6.10. maddesinde de "BUSKİ su hizmetlerinden yararlanmayıp yalnızca kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan mesken, işyeri ve sanayi ile diğer tanımlara giren özel ve tüzel kişilerdir. Kuyu, kaptaj, havuz ve benzeri tesislerden veya tankerle yeraltı ve yüzeysel suları temin ederek kullanıp atan özel ve tüzel kişiler, BUSKİ"ye başvurup atık su abonelik sözleşmesi yapmak zorundadır." hükmüne yer verilmiştir.
Atık sular karşılığı alınacak bedelin niteliği sorunu Anayasa Mahkemesi"nin 8.5.1991 tarih ve 20865 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.2.1991 gün ve E: 1990/18, K: 1991/4 sayılı kararında, ayrı bir başlık altında ele alınmış ve aynen “ Vergi benzeri mali yükümlülüklerin en belirgin özellikleri (...) genellikle, bir kamu hizmeti karşılığında kamu gücüne dayanılarak tek taraflı yükletilmeleri, harç ve resme göre, daha çok ücret görünümünde olmalarıdır. Atık su bedeli, kullanılmış suların uzaklaştırılması karşılığında yapılacak bir tarifeye ve abonman sözleşmesine göre alınmaktadır. Başka bir deyişle, idareyle kişi arasında sözleşmeyle alacak- borç ilişkisi doğmakta, ödenecek miktar İSKİ ile kişi arasında abonman sözleşmesiyle özel hukuk ilişkisi kurulmasından sonra yapılan hizmet karşılığında maliyet- kâr esasına göre belirlenmektedir. Ödemenin hukuksal dayanağı, kamu gücüne değil, tarifeye ve iki taraf arasında yapılan abonman sözleşmesine dayanmaktadır. Nitekim, ödemelerin yapılmaması durumunda İSKİ alacağını, Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Yasa’ya göre değil, özel hukuk ilişkisi içinde ilgili Yasa ya göre alacaktır. Abone ile İSKİ arasında yapılan abonman sözleşmesi, daha çok “tip ” sözleşme görünümündedir. Hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idareyle birlikte düzenlemesi yerine katılımı (iltihakı) söz konusudur. Ancak bu durum, idareyle kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini, kamu hukuku ilişkisine dönüştürmez. Çünkü, birçok durumda hizmetin tekel niteliği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin, çoğunlukla, tip sözleşmelerle ve kişilerin katılımıyla gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır. (...) Açıklanan nedenlerle, atık suların uzaklaştırılması karşılığında alınan ücretlerin vergi, resim, harç benzeri mali yükümlülük olarak kabul edilmemesi gerekir” denilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 02.04.2007 gün, E:2004/127,K:2007/31 sayılı kararında da, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan büyükşehir belediyeleri bakımından, atık su bedelinin tahsiline ilişkin davaların görüm ve çözümünde adli yargı yerinin, Tarifeler Yönetmeliği ile buna dayanan tarife kararlarının yargısal denetiminde idare mahkemelerinin görevli bulunduğuna karar vermiştir.
Yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi ile Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarındaki “atık su bedelinin, vergi benzeri mali yükümlülük olmayıp, idareyle kişi arasında abonman sözleşmesiyle kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında maliyet-kâr esasına göre idarece belirlenen tarifeye dayanılarak alman bir ücret olduğu” yolundaki kabulün sonuçları itibarıyla: idarenin faaliyet alanıyla ilgili olarak yürürlüğe koyduğu yönetmelik ile buna dayanan tarife kararlarının yargısal denetiminin idari yargı yerinde -idare mahkemeleri; abonman sözleşmesine dayanan bir alacak- borç ilişkisi kapsamındaki atık su bedelinin tahsiline ilişkin davaların ise adli yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Anılan yasal düzenlemeler ve ilgili mahkeme kararları da dikkate alındığında, davalı Bursa Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından, Tarifeler Yönetmeliğinin 6.10. maddesi uyarınca davacı M. Gıda Sanayi ve Soğuk Depo Ticaret A.Ş."nin atıksu abonelik işlemini yaptırması gerektiği, aksi halde abonelik işleminin re"sen yapılacağını bildiren işleminin, gerek su ve kanalizasyon hizmetleri özel bir kanun ile düzenlenmiş olan BUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından tesis edilmiş olması ve bu işlemin vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük mahiyetini taşımaması, gerekse davalı vekilinin 26/10/2015 tarihli dilekçesinin ekinde ibraz edilen adı geçen iş yerine ait 12/02/2015 tarihli abone sözleşmesi ve davalının su aboneliğine tabi olduğu yönündeki beyanı ile, bu belgenin ve beyanın aksine dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmayışı karşısında, dava tarihi itibarıyla taraflar arasında bir abonelik ilişkisi tesis edildiğinin kabulü gerektiği de gözönüne alındığında, söz konusu işlemin idareyle kişi arasında abonman sözleşmesiyle kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında maliyet-kâr esasına göre idarece belirlenen tarifeye dayanılarak alınan ücrete tabi olduğu anlaşılmıştır.
Belirtilen durumlar karşısında, davalı BUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından abonelik tesisine ilişkin 09/01/2015 tarih ve 406 sayılı işleme yapılan itirazın reddine dair 27/04/2015 tarih ve 611.99 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Kanunun 10 ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar verildi.” şeklinde karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 11.4.2016 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 2247 sayılı yasanın 10. maddesinde öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN’un ve Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacı şirket ile davalı BUSKİ arasında, BUSKİ Tarifeler Yönetmeliği uyarınca akdedilen Atıksu Abone Sözleşmesine ilişkin olara,, davacı tarafından, bu sözleşmenin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 27.04.2015 tarihli 77723386-611.99 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
03/07/2005 gün ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun ‘’Belediyenin Yetkileri ve İmtiyazları’’ başlıklı 15. maddesinin (d) bendinde, özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak veya yaptırmak belediyenin yetki ve imtiyazları arasında sayılmış iken, 20.11.1981 tarih ve 2560 sayılı İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesi ile, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olarak İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
2560 sayılı Yasa’ya 5.6.1986 tarih ve 3305 sayılı Yasa ile eklenen “Bu Kanun diğer Büyükşehir belediyelerinde de uygulanır.” şeklindeki Ek 5. ve geçici 10. maddeleri ile Bakanlar Kurulunun 08/09/1989 tarih 89/14524 sayılı Kararı ve 22.02.2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Belediye ve bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına ilişkin Yönetmeliğe dayanılarak Bursa Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek üzere Bursa Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olan Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) Genel Müdürlüğü kurulmuş, 2560 sayılı Yasa’nın 23. maddesine göre düzenlenen “BUSKİ Tarifeler Yönetmeliği” çıkarılmıştır.
BUSKİ Atık Suların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği’nin “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmelik, atıksu kaynaklarının kanalizasyon sistemine bağlanmalarına, atıksuların kanalizasyon sistemine veya atıksu arıtma tesislerine boşaltılmalarına ve atıksu alt yapı tesislerinin korunmasına ilişkin yapılacak yöntem, kısıtlama, izleme ve denetim ile ilgili usul ve esasları belirlemeyi amaçlar./BUSKİ görev ve sorumluluk alanı içinde faaliyet gösteren, atıksularını BUSKİ atıksu alt yapı tesislerine boşaltan atıksu kaynakları ile BUSKİ görev ve sorumluluk alanı içinde yeni kurulacak ve BUSKİ atıksu alt yapı tesislerinden yararlanacak olan atıksu kaynakları bu Yönetmelik kapsamındadır.” denilmek sureti ile atık suların kanalizasyon sistemine bırakılması sırasında izlenecek usul ve esasların, iş bu yönetmelik kapsamında düzenleneceği belirtilmiş,
BUSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 6.10.maddesinde; ‘’BUSKİ su hizmetlerinden yararlanmayıp yalnızca kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan mesken, işyeri ve sanayi ile diğer tanımlara giren özel ve tüzel kişilerdir. Kuyu, kaptaj, havuz ve benzeri tesislerden veya tankerle yeraltı ve yüzeysel suları temin ederek kullanıp atan özel ve tüzel kişiler, BUSKİ’ ye başvurup atık su abonelik sözleşmesi yapmak zorundadır.’’ hükmü, 44.1.maddesinde ise; ‘’BUSKİ’ ye ait su şebekesi haricinde kuyu, kaptaj havuz vb tesislerden veya tankerle yer altı ve yüzeysel suları temin ederek deşarj edenler, BUSKİ’ nin kanalizasyon ve kullanılmış suların uzaklaştırma hizmetlerinden (vidanjör hizmeti vb) faydalananlar ile nihai bertaraf hizmetlerini (Arıtma vb) alanlar, alacak olanlar tükettikleri kadar suyu kirleteceklerinden BUSKİ ile Kullanılmış Suların Uzaklaştırılmasına ilişkin Atıksu Abonelik Sözleşmesi yapmak: bunların nihai bertarafı ve uzaklaştırılması için “Kullanılmış Suların Uzaklaştırma Bedelini” ödemek mecburiyetindedirler.’’ hükmü yer almaktadır.
BUSKİ, Anayasada belirtilen mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak amacı doğrultusunda belediyelerce yerine getirilen kamu hizmetleri arasında yer alan su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek üzere; Büyükşehir belediyesine bağlı, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kanunla kurulmuş bir kamu kuruluşudur.
Böyle olmakla birlikte, bu kuruluşun kişilere sağladığı hizmete ilişkin işlemlerinin yargısal denetimini yapacak yargı düzenini belirleyebilmek için, işlemin özel hukuk ilişkilerinden veya kamusal yetkilerin kullanılmasından doğup doğmadığına bakmak gerekir.
Dosya kapsamında yapılan incelemede; BUSKİ Genel Müdürlüğünün davacı şirkete hitaben yazmış olduğu 9.1.2015 günlü yazıda; ‘’Tarifeler Yönetmeliğimizin 6.10. maddesinde "Kuyu. kaptaj havuz ve benzeri tesislerden veya tankerle yer altı ve yüzeysel suları temin ederek kullanıp atan özel ve tüzel kişiler, Buski"ye başvurup abonelik sözleşmesi yapmak zorundadır" denmektedir.
Yapılan araştırmalarda faaliyet göstermekte olduğunuz yerde bu mahiyette su kullandığınız tespit edilmiştir.
Atıksu abonelik işleminizi, yazımızın tebliği tarihinden itibaren 7 takvim günü içerinde Abone İşleri Daire Başkanlığına müracaat ederek yaptırmanız gerekmektedir, yaptırmadığınız takdirde resen abonelik işlemi başlatılacaktır.’’ hususunun belirtildiği,
6.2.2015 tarihinde Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü ile davacı şirket arasında davaya konu Abone Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin iptali için davacı şirket tarafından yapılan başvura karşı BUSKİ Abone İşleri Daire Başkanlığının 27.4.2015 günlü cevabi yazısı ile; ‘’BUSKİ Tarifeler Yönetmeliğin 44. maddesinde, bulunan Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması (Atıksu) Aboneliği Yapmayanlar İle Kaçak ve Usulsüz Kanal Bağlantısı Yapanlar Hakkında Uygulanacak Yaptırımlar ve Tarifesinde bulunan 44. maddenin 1.fıkrasında BUSKÎ"ye ait su şebekesi haricinde kuyu, kaptaj havuz vb tesislerden veya tankerle yer altı ve yüzeysel suları temin ederek deşarj edenler, BUSKİ"nin kanalizasyon ve kullanılmış suların uzaklaştırma hizmetlerinden (vidanjör hizmeti vb) faydalananlar ile nihai bertaraf hizmetlerini (Arıtma vb) alanlar, alacak olanlar tükettikleri kadar suyu kirleteceklerinden BUSKİ ile Kullanılmış Suların Uzaklaştırılmasına ilişkin Atıksu Abonelik Sözleşmesi yapmak: bunların nihai bertarafı ve uzaklaştırılması için "Kullanılmış Suların Uzaklaştırma Bedelini" ödemek mecburiyetindedirler. Atıksu Abonelik Sözleşmesi yapmadan kanalizasyon şebekesinden faydalananlar, nihai bertaraf hizmeti verilenler ve verilecek olanlar tespit edildiğinden, haklarında hemen tutanak tanzim edilir. Bu tutanakta kaçak ve usulsüz bağlantının şekli, ölçülen su miktarı, kaçak ve usulsüz kullanımının süresi; sayaçlı kullanım ise sayaca müdahale olup olmadığı vb. bilgiler ayrıntılı olarak kaydedilir. Tutanak 3 suret olarak hazırlanır. İlgilinin de imzası alınarak bir suret ilgiliye bırakılır. İlgilinin bulunmaması veya imzadan imtina etmesi halinde tutanak üzerinde bu durum belirtilmek suretiyle denetlenen yere bırakılır. Bu şekilde düzenlenen ve bırakılan tutanak bildirim yerine geçerlidir. Bu -sebeple hakkında tutanak tanzim edilenler 7 gün içinde BUSKİ"ye müracaat ederek atıksu aboneliği tesis etmek ve tahakkuk edecek bedeli ödemek mecburiyetindedirler. Süre sonunda abonelik tesis etmeyenler hakkında resen işlem yapılır, denmekte olup,
Bu bağlamda, ilgili dilekçenizdeki belirtmiş" olduğunuz konu mevzuat kapsamında değerlendirme yapıldığında, atıksu aboneliklerin iptali ve geriye dönük olarak çıkartılmış olan tahakkukların iptal edilmesi hususları, kurumumuz tarafından uygun görülmemiştir.’’ şeklinde cevap verilmek suretiyle davacının talebi reddedilmiş olup, davacı tarafından iş bu işlemin iptali istemiyle uyuşmazlığa konu dava açılmıştır.
Davaya konu edilen işlem, buradan da anlaşılacağı üzere, taraflar arasında akdedilen Atıksu Abonelik Sözleşmesinin iptaline yöneliktir. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri de birlikte değerlendirildiğinde iptale konu edilen sözleşme tarafların ortak iradeleri ile akdedilmiş bir sözleşme değil, yönetmelik hükümleri gereğince akdedilmiş bir sözleşmedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:
“a) (Değişik: 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmıştır.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli; BUSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin amir hükmü uyarınca, BUSKİ ile davacı şirket arasında akdedilen Atıksu Aboneliği Sözleşmesi olup, iptale konu işlem öncesinde taraflar arasında abonman sözleşmesinin bulunmadığı, uyuşmazlığın temel konusunun da davacıyla abonman sözleşmesinin yapılıp yapılamayacağına ilişkin olduğu sabittir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, iptali istenilen abonman sözleşmesi yapılmasına ilişkin işlemin temelinin düzenleyici bir işlem olan yönetmelik hükmü olması karşısında, davaya konu işlem, kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı olarak tesis edilen bir idari işlem niteliğini taşıdığından, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde sayılan iptal davaları kapsamında idari yargı yerlerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca yapılan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca yapılan BAŞVURUNUN REDDİNE, 11.4.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Nuri NECİPOĞLU
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Yüksel DOĞAN |
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.