7. Ceza Dairesi 2021/20698 E. , 2021/13692 K.
"İçtihat Metni"
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/1-b maddesine muhalefet etmekten kabahatli ... hakkında 288,00 Türk lirası idari para cezası uygulanmasına dair Mersin Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün 25/09/2020 tarihli ve MA 62112794 sıra numaralı trafik idari para cezası karar tutanağına karşı yapılan başvurunun reddine, 288,00 Türk lirası vekalet ücretinin itiraz edenden alınarak, kararına itiraz edilen kuruma verilmesine dair TARSUS 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 01/03/2021 tarihli ve 2021/131 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 25/05/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/06/2021 tarihli ve KYB. 2021-72268 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 22 ve 31. maddelerini kapsayan Dördüncü Bölümünün ""Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları"" başlığını taşıdığı, anılan Kanunun 27. maddesinin başlığının ""Başvuru yolu"", 29. maddesinin başlığının ise ""İtiraz yolu"" olarak düzenlendiği, yine ""Masrafların ve vekalet ücretinin ödenmesi "" başlıklı 31. maddesinin;
""(1) İdarî yaptırım kararına karşı başvuru yolu harca tâbi değildir.
(2) Kanun yoluna başvuru dolayısıyla oluşan bütün masraflar ve vekalet ücreti, başvurusu veya savunması reddedilen tarafça ödenir."" hükümlerini amir olduğu,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/5. maddesinin "" Ceza mahkemelerinde görülen tekzip, internet yayın içeriğinden çıkarma, idari para cezalarına itiraz gibi başvuruların kabulü veya ilk derece mahkemesinin kararına yapılan itiraz üzerine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması halinde işin duruşmasız veya duruşmalı oluşuna göre ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörüldüğü şekilde avukatlık ücretine hükmedilir. Ancak başvuruya konu idari para cezasının miktarı Tarifenin ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörülen maktu ücretin altında ise idari para cezası kadar avukatlık ücretine hükmedilir."" hükümlerini içerdiği, tüm bu hususlar uyarınca, hakkında uygulanan idari para cezasının iptali için 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurusu reddedilen muteriz aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, muterizin yapmış olduğu başvurunun reddedilmesi durumunda bu red kararına karşı anılan Kanunun 29. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması ve bu itirazının da reddedilmesi gerektiği, aksi kabulün Kanunun kabul ve sistematiğine aykırı olacağı gibi hak arama özgürlüğünün de önüne geçeceği, somut olayda muteriz tarafından sadece idari para cezasının kaldırılması için başvuruda bulunulduğu ve idari para cezası miktar itibarı ile kesinlik sınırında bulunduğundan iptal talebinin reddi kararına karşı itiraz kanun yoluna da başvurulmadığından muteriz aleyhine 288,00 Türk lirası vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Her ne kadar başvurusu reddedilen muteriz aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, itiraz yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi halinde hükmedilebileceği gerekçesiyle, kararın kanun yararına bozulması istenmiş ise de 5326 sayılı Yasanın 31/2. maddesinde “Kanun yoluna başvuru dolayısıyla oluşan bütün masraflar ve vekalet ücreti, başvurusu veya savunması reddedilen tarafça ödenir.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenlemedeki “kanun yolu” ibaresi ile kastedilenin, 5326 sayılı Yasanın 22 ila 31. maddeleri arasındaki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, kabahatlinin, hakkında uygulanan idari yaptırıma karşı başvurması ile başlayan süreç olduğu, nitekim aynı yasanın 30. maddesinde de “Kanun yoluna” başvuran kişiden ve kararına karşı “kanun yoluna” başvurulan idareden bahsedildiği, Yasanın sistematiğinde de idari yaptırımın uygulanmasının “karar” olduğu, anılan yasanın 27 ve 29. maddelerinde düzenlenen başvuru ve itiraz yollarının da “kanun yolu” olarak anıldığı cihetle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, CMK"nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin REDDİNE, 27.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.