16. Hukuk Dairesi 2017/4431 E. , 2019/1985 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 220 ada 15 ve 17 parsel sayılı 112,35 ve 26,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... mirasçıları ... ve müşterekleri adlarına, 220 ada 13 parsel sayılı 1.645,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle... adına tespit edilmiş, taşınmaz üzerindeki ahşap evin ..."ya ait olduğu tutanağın beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacı... mirasçılarından ..., ..., ... ve ..., 220 ada 13 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ev ve evin çevresindeki bir bölüme tarafların müşterek malik oldukları, komşu 14 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kendilerine ait evin saçak payının da dava konusu 13 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tespit edildiği iddiasıyla, davacı .... ve müşterekleri ise tapu kaydına dayanarak 220 ada 15 ve 17 parsel sayılı taşınmazların adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacılar ... ve müştereklerinin davasının kısmen kabulüne, 220 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptaliyle payları hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle ... ve müşterekleri adlarına tesciline, diğer davaların reddi ile çekişmeli 220 ada 13 ve 15 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve müşterekleri vekili ile davalı-karşı davacı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı-karşı davalılar... mirasçıları ..., ..., .... ve ... tarafından, çekişmeli 220 ada 13 parsel üzerindeki eve ilişkin olarak davalı-karşı davacı ... aleyhine açılmış olan davanın, husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve tespit sırasında muhdesatın ..."e ait olduğunun kadastro tutanağına şerh edilmiş olmasına göre, bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün, usul ve yasaya uygun olan bu bölümünün ONANMASINA,
Davacılar ... mirasçıları ... ve müşterekleri vekilinin diğer temyiz itirazları ile davalı-karşı davacılar ...mirasçıları ...ve müşterekleri vekilinin temyiz inceleme isteklerine gelince;
Davacılar, ... ve müşterekleri adlarına tespit edilen 220 ada 14 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan evin saçak payının çekişmeli 13 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tespit edildiği, çekişmeli 13 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan eski evin çevresinin taraflar arasında müşterek olarak kullanıldığı iddiasıyla dava açmışlardır. Davalı-davacı ... ve müşterekleri ise çekişmeli 220 ada 15 ve 17 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün murisleri ... adına olan Mayıs 1317 tarih ve 34 sıra numaralı sicilden gelen tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, muris Mustafa"nın 1954 yılında 220 ada 14 parsel sayılı taşınmaz üzerine ev yaparak çekişmeli 220 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki evden ayrıldığı ve evin çevresinde bulunan arazideki müşterek zilyetliğini de terkettiği, 14 sayılı parselde bulunan evin saçak payının çekişmeli 13 sayılı parsel içinde tespit edildiği iddiasının ispat edilemediği ve davalı-davacı ... mirasçılarının dayandıkları tapu kaydının sınırlarının dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarca bilinemediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm için yeterli olmadığı gibi, varılan sonuç da dosya kapsamına uygun değildir.
Davacılar ... ve müşterekleri murisi Mustafa"nın, 1954 yılında şimdiki 14 sayılı parsel üzerine ev yaptığı, davalı-davacılar .... ve müşterekleri murisi ..."ın, kardeşi .... aleyhine .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1954/123-1955/171 Esas-Karar sayılı dava dosyası ile Mayıs 1317 tarih ve 34 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak men"i müdahale davası açtığı, yapılan yargılama sonucunda ...’ın dayandığı tapu kaydının taşınmazları kapsamadığı,...’nın yaptığı evin saçak payının bulunduğu ve ayrıca eski evin bulunduğu bölümün tarafların kök muris .... adına olan 1293 tarih ve 145 sıra numaralı hane tapusu kapsamında olduğu, bu bölümün taraflarca müşterek olarak kullanıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay denetiminde dayanılan tapu kayıtlarının kapsamları bildirilerek ve evin olduğu taşınmaz bölümünün tarafların miras bırakanları ....oğulları .... tarafından müşterek kullanıldığı kabul edilerek 20.01.1956 tarihinde hüküm onanmıştır. Mahkemece Sürmene Sulh Hukuk Mahkemesi"nin sözü edilen 1954/123-1955/171 sayılı kararının tarafları bağlayacağı göz ardı edilmiş, bu kararın hangi taşınmaz bölümlerini kapsadığı tespit edilmemiş, kesinleşen bu karar tarihinden sonra taraflar arasında geçerli bir taksim olup olmadığı araştırılmamıştır. Öte yandan davalı-karşı davacı (... mirasçıları) ... ve müşterekleri Mayıs 1317 tarih ve 34 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak 220 ada 15 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar hakkında dava açtıkları halde; dayanılan tapu kaydı ve tesisinden itibaren tüm tedavülleri, ayrıca kök kayıttan ifrazen oluştuğu anlaşıldığından varsa ifraza ilişkin bütün belgeler mahkemece dosya arasına getirtilmemiş ve kök kayıttan ifraz edilen diğer kayıtlar da mahallinde uygulanmak suretiyle tapu kaydının kapsamı tayin edilmemiştir.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, ....Sulh Hukuk Mahkemesinin 1954/123-1955/171 sayılı dosyası tekrar araştırılarak bulunması halinde dosya içine getirtilmeli, gerek kök muris .... adına olan 1293 tarih ve 145 sıra numaralı hane tapusu gerekse davalı-davacı karşı davacılar ... mirasçıları ... ve müştereklerinin dayandığı Mayıs 1317 tarih ve 34 sıra numaralı müfrez tapu kaydı tesisinden itibaren tüm intikalleri, varsa ifraz haritaları getirtilerek dosya tamamlandıktan sonra; mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tümü ve tespit bilirkişileri hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1954/123-1955/171 sayılı kararının kapsamı belirlenmeye çalışmalı, 1293 tarih ve 145 sıra numaralı hane tapusu ile ... mirasçılarının dayandığı kök ve müfrez tapu kayıtları birlikte okunup kapsamları tayin edilmeli, müfrez kaydın kapsamının kök kayıt içinde aranması gerektiği göz önüne alınarak önce kök kaydın kapsamı belirlenmeli, aynı kökten gelen diğer müfrez kayıtlar birlikte değerlendirilerek çekişmeli 220 ada 15 ve 17 parsel sayılı taşınmazların Mayıs 1317 tarih ve 34 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilmeli, bahsi geçen Sulh Hukuk Mahkemesi kararında kök muris adına olan hane tapusu kapsamında kabul edilen bölümün şu an çekişmeli olan saçak payı olarak talep edilen bölüm ile eski evin çevresinde kalan taşınmaz bölümü olup olmadığı, bu bölümlerin taraflar arasında müşterek kullanılmaya devam edilip edilmediği, çekişmeli 15 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar ... mirasçılarının dayadığı müfrez tapu kaydı kapsamı dışında kalıyorsa, öncesinin kime ait olduğu, kimden kime intikal ettiği, kim tarafından ne zamandır ne sıfatla zilyet edildiği hususları yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı olarak sorularak, ayrıntılı bilgi alınmalı; tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli, beyanlar arasında çelişki doğması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar fen bilirkişisine haritasında tek tek işaretlettirilerek, keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, çekişmeli 220 ada 17 parsel sayılı taşınmazın, 27.04.2011 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli “davalının talebi”ni gösterir krokide (C) harfi ile gösterilen bölümü davaya konu olduğu halde, talep aşılarak taşınmazın tamamı hakkında karar verilmiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.