16. Hukuk Dairesi 2016/7490 E. , 2019/1983 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 1999 yılında, hükme esas olunan keşif ise 2012 yılında yapıldığı halde, keşifte taşınmazın 15 yıldır kullanılmadığının belirlenmiş olmasının hükme esas alınması isabetsiz olup, davacı yararına edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitin yapıldığı tarih itibariyle belirlenmesi gerekli olduğu gibi, yapılan araştırmanın da yetersiz olduğu belirtilerek; taşınmazın, tespit tarihinden 20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğraflarının ve davacının dedesi adına belgesizden tespit gören taşınmazların kadastro tutanak suretleri, getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kurulu ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kimler tarafından neye istinaden ne zamandan beri zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, taşınmazın tespit tarihi itibariyle ne kadar zaman kullanılmadığının belirlenmesi, daha sonra jeolog, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kuruluna dosyanın tevdii ile taşınmazın stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihinin belirlenmesi, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğiyle ilgili taşınmazın her yönden çekilmiş fotoğraflarını içerir ayrıntılı rapor alınması, taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru belli bir süre kullanılmamasının iradi terk olup olmadığının değerlendirilmesi, dava konusu taşınmazın bulunduğu yöre itibariyle yalnızca ot biçmek sureti ile kullanılmasının ekonomik amaca uygun zilyetlik olduğunun göz önünde bulundurulması, bu şekilde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 136 ada 289 parsel sayılı taşınmazın 07.10.2015 havale tarihli rapor ve eki haritada (A) harfiyle gösterilen 28155,50 metrekare yüzölçümündeki bölümün, aynı rapor ve eki haritada 126 ada 70 parsel sayılı taşınmazın (B) harfiyle gösterilen 15180 metrekare yüzölçümündeki bölümün ayrı ayrı davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de Mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Kadastro sırasında dava konusu taşınmazların ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümleri başında yapılan keşif sonucu dosyaya ibraz edilen 05.10.2015 havale tarihli üç kişilik ziraatçi bilirkişi heyeti raporuna ekli taşınmazlara ait fotoğraflardan çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunmadığı görülmüş, yine 31.12.2015 tarihli iki kişilik jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporunda da 1973, 1974, 1982 ve 1984 tarihli hava fotoğrafları üzerinde yapılan incelemede ise taşınmaz bölümlerinin zemin kullanım durumları ve sınırlarında gözle görülen herhangi bir değişikliğin bulunmadığı belirtilmiştir. Bu haliyle taşınmaz bölümlerinin ham toprak niteliğinden farklı bir nitelikte bulunmadığı, herhangi bir imar-ihyanın yapılmadığı ve taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca dava konusu taşınmaz bölümlerinde TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.3.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.