Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6975
Karar No: 2019/3145
Karar Tarihi: 09.04.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/6975 Esas 2019/3145 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/6975 E.  ,  2019/3145 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, karşı davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 09.04.2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı-karşı davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. .... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı-karşı davalı, davalının kiracı iken binada yangın çıktığını ve binanın hurda hale geldiğini, binanın davalı tarafından terk edildiğini kalan hurdalarında davalı tarafından satıldığını, işletme binası, prefabrik atölye binası, atölye içinde birden fazla gezer vinç takım aksamı ve sabit vinç ve aksamının tamamen yanarak harap olduğunu tesisatların kullanılamaz hale geldiğini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL eski hale getirme bedeli ile Eylül 2012-Ağustos 2013 aylar arası kira bedeli ödenmediğinden kira alacağının da tahsilini istemiştir.
    Davalı-karşı davacı, davacının iddialarını kabul etmediğini, hurdaları satmadığını, yangından sonra fabrikanın kullanılmadığını, yangından 15 gün sonra taşındığını, kira bedeli istemesinin doğru olmadığını, yangın sonucunda müvekkilinin 400 ton plastik hurdasının yandığını 800.000 TL zararının bulunduğunu, binada meydana gelen elektrik arızalarının mal sahibine bildirildiği halde duyarsız kaldığını, yangın raporunda yangının elektrik aksamından çıktığının belirlendiğini, bina sahibinin gerekli özen ve itinayı göstermediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL"nin 19.9.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacı–karşı davalıdan tahsilini istemiştir.

    Mahkemece, asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2015/7925 Esas–2015/9987 Karar sayılı ve 17.11.2015 tarihli kararı ile; " ....hükme esas alınan bilirkişi raporu, teknik yönden olayın aydınlatılması, yangının çıkma nedeni, yangının çıktıktan sonra büyüyerek tüm binayı sarması ve hasarın bu denli büyümesinde etkili başka unsurlar bulunup bulunmadığı, bu hususta kiracının kusurlu olup olmadığının tespiti ve zararın tespiti yönünden hükme yeterli değildir. Zira mahkemece kusur yönünden rapor aldırılmamış, yalnız zarar yönünden rapor aldırılmış ancak hükmün gerekçesinde davalının kusurlu olduğuna yer verilmiştir. Mahkemece yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde varsa yangına ilişkin itfaiye müdürlüğünce tutulan yangın tutanağının, kiralananın sigortalı ise sigorta dosyasının getirtilerek, konusunda uzman bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif yapılarak yangının çıkış nedeninin araştırılması, yangının çıkış nedeninin kesin belirlenmesi yangının çıkışında tarafların kusuru bulunup bulunmadığı konusunda kusur incelemesi yapılması, bu konuda denetime elverişli rapor alınması, oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde eski hale getirme bedeline hükmedilmesi doğru değildir..." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş ve kiracının kusursuzluğunu ispat etmesi gerektiği, bilirkişi raporuna göre kiracı davalının tali kusurlu olduğu gerekçesi ile yangın sebebiyle tazminat davasının ilk hükümde ki gibi kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay"ın bozma kararına gerek iradi, gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme, uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi; hükmün bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    TBK"nun 51/1(BK"nun 43/1)maddesinde "Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler."hükmü getirilmiştir.

    Buna göre; zararın kapsamının tayininde, zarar gören davacının da zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir. Zira; TBK"nın 52/1. (BK m.44/1) maddesi gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
    Buna göre; zararın kapsamının tayininde, zarar görenlerin de zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir.
    Hükme esas alınan 1.9.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralanan boş fabrika binası olarak kiralanmıştır. Kiralananda 15.9.2012 tarihinde yangın çıktığı ve kiralananın tamamen yandığı tarafların kabulündedir. Yargıtay bozma ilamında; "Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, teknik yönden olayın aydınlatılması, yangının çıkma nedeni, yangının çıktıktan sonra büyüyerek tüm binayı sarması ve hasarın bu denli büyümesinde etkili başka unsurlar bulunup bulunmadığı, bu hususta kiracının kusurlu olup olmadığının tespiti ve zararın tespiti yönünden hükme yeterli değildir. Zira mahkemece kusur yönünden rapor aldırılmamış, yalnız zarar yönünden rapor aldırılmış ancak hükmün gerekçesinde davalının kusurlu olduğuna yer verilmiştir." gerekçesi ile bozularak kusur raporu alınması ile bu kusur durumuna göre asıl dava ve birleşen dava hakkında karar verilmesi gerektiğine işaretle bozulmasına rağmen alınan bilirkişi raporunda tarafların kusur durumu net olarak belirlenmemiştir. Buna göre, her ne kadar mahkemece, davacının, yangın nedeniyle oluşan tüm zararlarının davalı-karşı davacı tarafından tazminine karar verilmiş ise de, zararın meydana gelmesinde ve artmasında davacının müterafik kusuru olup olmadığı, somut olayda müterafik kusur indirimi yapılıp yapılamayacağı hususu üzerinde hiç durulmamıştır.
    Hal böyle olunca mahkemece, tarafların sorumluluklarını ve kusur oranlarını ayrı ayrı gösterecek şekilde 3 kişilik uzman bilirkişilerden Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp, yine yangının ve zararın artmasında davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda gerekli değerlendirme de yapılarak, hasıl olacak sonuca göre asıl ve karşı dava yönünden bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, 2.037TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınıp davalı-karşı davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi