23. Ceza Dairesi 2016/6829 E. , 2016/8869 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 200,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/09/2008 tarihli ve 2006/652 esas, 2008/1017 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 12.01.2016 gün ve 570/1962 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.02.2016 gün ve 2016/22355 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 tarihli ve 2007/10-108 esas, 2007/152 sayılı kararında da belirtildiği üzere, yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi dayanılan gerekçelerin de yasal ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği, yine aynı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasında ise, “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine” hükmolunacağının belirtildiği, somut olayda mahkemece temel cezanın tespiti sırasında hapis cezası takdiren alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, para cezası tayin edilirken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 61. maddesine aykırı olacak şekilde alt sınırdan niçin uzaklaşıldığına dair hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hüküm kısmında teşdiden uygulama yapıldığı da belirtilmeden, anılan Kanun’un 52/1. maddesinde gösterilen 5 tam gün sayısının üzerinde, 12 gün adli para cezasına hükmedilmek suretiyle, sanık hakkında fazla ceza tayin olunmasında,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümünü düzenleyen II numaralı bölümün, ortak hükümler başlığını taşıyan 5. bendinde “Ceza daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelip bozma veya başka nedenlerle daire dışına gönderdiği işlerden kendisine geri gelenlere bakar. Ancak; bu işbölümüyle konusu bakımından başka daireye verilen ve bozma veya başka nedenlerle Yargıtay incelemesinden geçmiş bulunan dosyaların tekrar Yargıtay"a gelmesi hâlinde yeni işbölümüne göre görevli daire tarafından incelenir.” hükmüne yer verildiği ve aynı işbölümü kararında Dairemizin görevinin, konusu bakımından değil de Yüksek 15. Ceza Dairesinin arşivinde bulunan dosyaların sayı bakımından bölünmesiyle belirlendiği anlaşılmıştır.
İncelenen dosya içeriğine göre; Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/09/2008 tarihli ve 2006/652 esas, 2008/1017 sayılı kararıyla ilgili olarak ; Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 12/10/2015 tarih, 2015/14019 esas ve 2015/29802 sayılı ilamı ile başka bir husustan da kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Kanunu"nun 6545 sayılı Kanun"la değişik 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı gereğince temyiz incelemesinin (15.) Ceza Dairesi"nin görevi dahilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daire"ye gönderilmesine, 17/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.