2. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/10520 Karar No: 2006/17793
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/10520 Esas 2006/17793 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı koca, davalı kadını sürekli dövdüğü ve birlik görevlerini yerine getirmediği gerekçesiyle boşanma davası açmıştır. Ancak, maddi bir hadisenin kanıtlanmadığı ve boşanmaya neden olan olaylarda davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesine göre, boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz olmaya gerek olmadığı belirtilmiş ve davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Mevcut olaylara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ancak bu durumun tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkemenin boşanma kararı vermesi usul ve kanuna aykırı bulunmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi.
2. Hukuk Dairesi 2006/10520 E. , 2006/17793 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ ... A.H. (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Toplanan delillerden davacı kocanın davalı kadını sürekli dövdüğü, birlik görevlerini yerine getirmediği, davalı kadından kaynaklanan boşanmaşı gerektirir maddi bir hadisenin kanıtlanmadığı anlaşılmıştır. Boşanmaya neden olan olaylarda davacı koca tamamen kusurludur.
*Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. #Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıd SONUÇ:Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.12.2006 (Pzt.)