4. Ceza Dairesi Esas No: 2014/9142 Karar No: 2016/10651 Karar Tarihi: 26.05.2016
Tehdit - konut dokunulmazlığını ihlal - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/9142 Esas 2016/10651 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanığa yüklenen tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal, yaralama suçlarından mahkumiyet kararı verilmiştir. Temyiz talebi reddedilerek, kararın esasına geçilmiştir. Dosya görüşülerek verilen kararda, sanığın eylemlerinin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu belirtilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresi iptal edilmiş, bu nedenle yerel mahkeme hükümlerinde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması bozmayı gerektirmiştir. TCK'nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş, ancak karşı temyiz olmadığı için bozma yapılamamıştır. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK 53, TCK 119/1-c.
4. Ceza Dairesi 2014/9142 E. , 2016/10651 K. "İçtihat Metni"
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal, yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Sanığın, konut dokunulmazlığını ihlal suçunu birden fazla kişiyle birlikte işlemiş olması nedeniyle hakkında TCK" nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin hükümlerden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükümlerinde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.