11. Hukuk Dairesi 2018/4381 E. , 2019/5849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/10/2017 tarih ve 2017/42 E- 2017/381 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 31/05/2018 tarih ve 2017/1744 E- 2018/640 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “BİM” ibareli, 1-45. Sınıf ürün ve hizmetleri de içeren tanınmış markaların sahibi olduğunu, ticaret unvanının ayırıcı unsurunun da “BİM” ibaresinden oluştuğunu, anılan işaret üzerinde önceye dayalı hak sahibi olduğunu, davalının 13.10.2015 tarihinde "BİM Bam Boo+ŞEKİL" ibareli 28, 41 ve 43. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/92596 sayılı başvurunun tanınmışlık ve iltibas nedeniyle reddi istemiyle itirazda bulunduklarını, ancak önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK"nın 2016/M-11986 sayılı kararıyla haksız olarak itirazı reddettiğini, başvurunun tescilinin müvekkili markalarıyla iltibasa neden olacağı gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, başvuru konusu işaretin Paint Bornova bünyesinde yer alan İzmir"in ilk çocuk merkezinin adı olduğunu, ülke çapında üne kavuştuğunu, birden fazla sözcük ve heceden oluşan bileşke bir marka olduğunu, vurgunun “BİM” ibaresinde değil “BAM BOO” ibaresinde olduğunu, bütünsel olarak davacının markaların farklı bulunduğunu, davacı markalarıyla iltibas doğmayacağını ve onun tanınmışlığından haksız yarar sağlanmayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı umumi intibaı itibariyle davacının tanınmışlık vasfı bulunan “BİM” ibareli markaları ve unvanı ile davalı marka başvurusunun benzer olmadığı, “BİM” ibareli markaların ayırt ediciliğinin, başvuru konusu işarette hissedilmediği, aksine işaretin birden bire gerçekleşen bir gelişme veya patlamaya yönelik bir durumu gösterdiği, başvurunun tescilinin davacının markalarıyla iltibasa sebebiyet vermeyeceği gibi onun tanınmışlığından haksız yarar sağlamayacağı, itibar ve ayırt edici karakterine de zarar vermeyeceği, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı marka başvurusuna yapılan itirazın reddine ilişkin TPMK YİDK kararının iptaline marka hükümsüzlüğüne ilişkin olup; İlk Derece Mahkemesince yukarıda yazılı gerekçelerle Davanın, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Davalının marka başvurusu "BİM Bam Boo"+ŞEKİL unsurlarından oluşmakta olup, "BİM" ibaresinin büyük harflerle ayrı bir ibare olarak marka yer aldığı, “BİM” ibaresinin her iki taraf markasında da asıl ve ayırt edici unsur niteliğinde olduğu halde; Mahkemece, davalı marka başvurusundaki “BİM” ibaresinin esas unsur olmadığı ve başvuru markası ile davacı mesnet markaları arasında, 556 Sayılı KHK 8/1-b hükmü anlamında, karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.