23. Hukuk Dairesi 2016/4867 E. , 2018/2247 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı vekili Avukat ... ile asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat ..."nn gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf avukatlarının sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında 18.11.2003 ve 12.08.2006 tarihlerinde düzenlenen sistem kullanma sözleşmeleri uyarınca davalının keşide ettiği fatura miktarlarının ödendiğini, ancak, davalının sözleşmede belirlenen aylık enerji alış-veriş kapasitesinin aşıldığından bahisle sözleşmenin 10. maddesi uyarınca cezai şart tahakkuk ettirdiğini, istenen miktarların ihtirazi kayıtla ödendiğini ileri sürerek, şimdilik 100.000,00 TL"nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 21.02.2012 tarihli ıslahla 516.195,00 TL"nin tahsilini istemiştir.Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşmalarının 10. maddesine göre, davalı ...’ın ceza faturası düzenlemeden önce uyarıda bulunmak zorunda bulunduğu, davaya konu 2004-2005 yıllarının tamamına, 2006 yılının 8 ayına, 2007 yılının tamamına ve 2008 yılının 9 ayına ilişkin maksimum enerji kapasitesinin üzerinden elektrik enerjisi vermesi-alması gerekçelerine dayalı düzenlenen faturalardan önce davacıya uyarı yapılarak süre tanınmadığı, ceza faturaları düzenlenmesinin sözleşmeye aykırı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, kabul edilen alacak miktarına ödeme tarihinden itibaren tarafların avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl ve birleşen davada davacı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalıdan alınarak, asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.