
Esas No: 2021/13922
Karar No: 2021/13188
Karar Tarihi: 08.12.2021
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/13922 Esas 2021/13188 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli ve 2017/377 esas, 2019/489 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/04/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 07/06/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 02/08/2016 tarihli ve 2016/41398 soruşturma, 2016/1334 sayılı karar ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda haklarında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 23/08/2016 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, 31/10/2016 tarihinde infazı için Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 04/11/2016 tarihli ve 2016/5047 DS sayılı çağrı yazısının şüphelinin bilinen en son adresine tebliğe çıkarıldığı, 18/11/2016 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle uyarı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarılarak 09/12/2016 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılarak 05/01/2017 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Şüphelinin, tehdit, kişi hürriyetinden yoksun kılma, yaralama suçlarının müştekisi olarak 12/11/2016 tarihinde alınan beyanında uyuşturucu madde kullandığını belirtmesi üzerine Bursa 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/11/2016 tarihli ve 2016/4552 değişik iş sayılı kararı ile şüpheliden biyolojik örnek alındığı, Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığının 17/01/2017 tarihli raporu ile şüpheliye ait kan, idrar ve saç örneğinde uyuşturucu maddeye rastlandığı,
4- Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak; her iki soruşturma evrakının birleştirilmesine karar verildiği ve 17/04/2017 tarihli ve 2016/41398 soruşturma, 2017/7643 esas, 2017/5962 sayılı iddianame ile TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
5- Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 28/05/2019 tarihli ve 2017/377 esas, 2019/489 sayılı kararı ile; çıkarılan davetiyelerin
tebliğinin usulsüz olduğu, suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının infazı için dosyanın Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, kararın 04/09/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/08/2016 tarihli ve 2016/41398 soruşturma, 2016/1334 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirini ihlâl ettiği gerekçesi ile hakkında kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda beraatine ve erteleme kararının infazı için denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilmesine dair Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli ve 2017/377 esas, 2019/489 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre,
İncelenen dosya kapsamında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/08/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüphelinin mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince 23/08/2016 günü tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun"un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği cihetle, tebliğ işleminin usulüne uygun yapılmadığından bu durumda anılan kararın şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği, bu nedenle de şüpheli hakkında denetim süresinin başlamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde yer alan, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde yer alan "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.", 191/4-a maddesinde yer alan "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-b maddesinde yer alan, "Beraat kararı; a) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması...hallerinde verilir." şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında; somut olayda, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarıncakamu
davasının açılmasının ertelenmesi kararını takiben, Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan, tedavi ve denetimli serbestlik kararının icrası için 10 günlük süre içinde başvuru yapmasına dair çağrı yazısının anılan Müdürlüğün 04/11/2016 tarihli ve 2016/5047 DS sayılı yazısının 18/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve sanığın başvuruda bulunmadığı anlaşılmakla, sanığa bu kez yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile anılan Müdürlüğün 01/12/2016 tarihli ve 2016/5047 DS sayılı yazısının doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesi uyarınca 09/12/2016 tarihinde tebliğ edildiğinden bahisle sanık hakkında infaz dosyası kapatılarak kamu davası açıldığı anlaşılmakla; şüphelinin bilinen son adresine veya bilinen son adresi yoksa mernis adresine bilinen son adres sıfatıyla mernis adresi olduğuna dair şerh düşülmeden tebligat çıkarılıp, tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adresine tebliğ yapılması gerektiği, dolayısıyla 01/12/2016 tarihli uyarı yazısı usulünce tebliğ edilmediğinden ısrar koşulunun gerçekleşmediği, ancak hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanık hakkında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiğine ilişkin şekil şartı yerine getirilmediği gerekçesiyle beraat kararı da verilemeyeceği, aksi halde aynı suçtan tekrar kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta (yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 14/09/2015 tarihli ve 2015/8259 esas, 2015/3572 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun’un 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde beraat kararı verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli ve 2017/377 esas, 2019/489 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 07/06/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/08/2016 tarihli ve 2016/41398 soruşturma, 2016/1334 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı takiben, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymamakta ısrar ettiği ve 12/11/2016 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlendiği gerekçesi ile hakkında kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli ve 2017/377 esas, 2019/489 sayılı kararı ile sanığın beraatine ve erteleme kararının infazı için denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.
1- Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/08/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüphelinin MERNİS adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince 23/08/2016 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun"un
21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun"un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle şüphelinin doğrudan MERNİS adresinde 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı, bu durumda kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği, denetimli serbestlik müdürlüğünde infaz işlemlerine başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, ihlal olarak kabul edilen 2. suçun erteleme süresi içerisinde işlendiğinden de sözedilemeyeceği,
Kabule göre de; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir." şeklindeki, 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2 maddesinde yer alan hangi hallerde beraat kararı verileceğine ilişkin düzenlemeler ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde ise "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemelerin yer aldığı,
Somut olayda, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını takiben, Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan, tedavi ve denetimli serbestlik kararının icrası için 10 günlük süre içinde başvuru yapmasına dair çağrı yazısının anılan Müdürlüğün 04/11/2016 tarihli ve 2016/5047 DS sayılı yazısının 18/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve sanığın başvuruda bulunmadığı anlaşılmakla, sanığa bu kez yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile anılan Müdürlüğün 01/12/2016 tarihli ve 2016/5047 DS sayılı uyarı yazısının doğrudan MERNİS adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca 09/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla; 01/12/2016 tarihli uyarı yazısı usulünce tebliğ edilmediğinden ısrar koşulunun gerçekleşmediği, ancak hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanık hakkında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiğine ilişkin şekil şartı yerine getirilmediği gerekçesiyle beraat kararı verilemeyeceği, aksi halde aynı suçtan tekrar kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta
(yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, 5271 sayılı Kanun’un 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği,
Sonuç olarak, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, açılan kamu davasında kovuşturma şartı bulunmadığından durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesi ve Mahkemece dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması ve davanın esasını çözen beraat kararıyla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine, denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilerek hükmün karıştırılması kanuna aykırı olup sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma” kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, beraat kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli ve 2017/377 esas, 2019/489 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 08/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.