Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/51612 Esas 2012/1075 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/51612
Karar No: 2012/1075
Karar Tarihi: 23.01.2012

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/51612 Esas 2012/1075 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı vekili, davacının Toplu İş Sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin tespiti ile eksik ödenen kısımların tahsiline karar verilmesini istemiştir. Ancak yerel mahkeme, davacının eda davası açması gerekirken, tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde tahsil istemlerini de belirterek kararı temyiz etmiştir. Yargıtay, somut uyuşmazlıkta dava tespit davası türüne yer vermeyen HUMK'nın yürürlükte olduğu zaman açılmış olduğunu belirtmiştir. Ancak, davacının istemi tespit yanında alacağın tahsilini de kapsadığından dava şartı olan \"hukuki yarar\" belirsiz alacak ve tespit davası yönünden gerçekleşmiştir. O nedenle, dava hakkında esas yönelik deliller toplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Kanun maddeleri olarak ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106, 107 ve 115. maddeleri açıklanmıştır.
9. Hukuk Dairesi         2011/51612 E.  ,  2012/1075 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Davacı vekili, davacının Toplu İş Sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin tespiti ile eksik ödenen kısımların tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacının eda davası açması gerekirken, tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadğı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davalının sendikal örgütlenmeyi engellemesine rağmen davacının TİS imzalayan Liman İş sendikasının imzaladığı Toplu İş Sözleşmesinden yararlandırılması için dayanışma aidatı kesilmesini talep ettiğini, dayanışma aidatı kesilmesine rağmen davacının TİS hükümlerinden yararlandırılmadığını belirterek, davacının Toplu İş Sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin tespiti ile eksik ödenen kısımların tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, husumet itirazı yanında, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının dayanışma aidatı ödediğini ve TİS"den yararlanmak istediğini bildirmek ve istediği sonucu açacağı eda davasını sağlaması gerektiği, tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Davacı vekili, dava dilekçesinde tahsil istemlerinin olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    01.10.2011 tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nda tespit davası olarak bir dava türüne yer verilmemiştir. Ancak bazı durumlarda tespit davasının mümkün olduğu yargı kararları ile kabul edilmiştir. Eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmektedir.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda ise tespit davası yanında(Md. 106), belirsiz alacak ve tespit davası(Md. 107) türüne yer verilmiştir. Keza 6100 sayılı yasanın 114. Maddesinde dava şartlarına yer verilirken, hukuki yarar şartının da dava şartı olduğu, 115. Maddesinde ise “Mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, taraflarca her zaman ileri sürülebileceği, dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden
    önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, davanın usulden reddedilemeyeceği” açıkça belirtilmiştir. Kanunun 448. maddesinde "Bu kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı” açıklanmıştır.
    Somut uyuşmazlıkta dava tespit davası türüne yer vermeyen HUMK.’nun yürürlükte olduğu zaman açılmış ve karar verilmiştir. Ne var ki dava dilekçesi incelendiğinde davacı vekili toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin tespiti yanında miktar belirtmeksizin ödenmeyen farkın tahsiline de karar verilmesini talep etmiştir.
    Dava açıldığında mahkemece tahsil istemi de dikkate alınarak talep edilen miktarın açıklattırılması, harcın tamamlattırılması gerekirdi. Zira salt tespit istemi bulunmamaktadır. Mahkemece bu olgu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Diğer taraftan temyiz aşamasında 01.10.2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri yürürlüğe girdiğinden davacının isteminin kanunun 106, 107 ve 115. Maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Zira davada, davacının istemi tespit yanında alacağın tahsilinide kapsadığından dava şartı olan "hukuki yarar" belirsiz alacak ve tespit davası yönünden gerçekleşmiştir. O nedenle dava hakkında esas yönelik deliller toplanılarak, alınan bilirkişi raporu bir değerlendirmeye tabi tutulmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.