14. Hukuk Dairesi 2020/2788 E. , 2020/8700 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.02.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... vekili, ... Belediye Başkanlığı vekili ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar düzenlemesi işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, 1385 (2070) parsel sayılı taşınmazın, 1475,79 m2"lik kısmının devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve Hazine adına ihdası gereken yerlerden olduğu halde ... Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilip, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, anılan 1475,79 m2"lik kısım üzerine de 5527 ada 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede ... Belediyesince yapılmış olan 37 No"lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek 5527 ada 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin 1475,79 m2"lik binmeli alana isabet eden kısmının tapusunun iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 15.04.2019 tarihli, 2016/10457 Esas, 2019/3350 Karar sayılı bozma ilamı ile; “...... Belediyesi tarafından 37 ve 38 No"lu imar düzenlemelerinin yapıldığı, bunlardan 37 No"lu şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edildiği, 38 sayılı düzenlemenin ise halen geçerliliğini koruduğu bilinmekte olup, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile eki olan krokide, dava konusu taşınmazın hangi alanının 37 No"lu ve hangi kısmının 38 No"lu düzenleme alanlarında kaldığı kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıklanıp gösterilmemiştir. Yine, krokide taşlık olarak ifade edilen kısımları ayıran kadastral parsel sınırları işaretlenmiş olmakla bu kısımların önceden kadastral parsel yada parseller kapsamında kalıp kalmadığı yönünde şüphe oluşmuş, bu husus netliğe kavuşturulmamıştır. Öte yandan, anılan raporda, hem ilk uygulama tarihinde 775 sayılı Yasanın (mülga) 3/2. maddesi uyarınca Belediyeye devri gereken yerlerden olduğu belirtilip, hem de 3194 sayılı Yasanın 11/3. maddesi uyarınca Hazine adına tescilinin gerektiği yönünde görüş bildirildiği ve böylece raporun kendi içerisinde de çelişkili olduğu gibi; mahkemece de, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından yeterli araştırma ve soruşturma da yapılmamıştır.
O halde; dava konusu alanın hangi tarihte belediye veya mücavir saha içerisine alındığı, hangi imar uygulamalarına tabi tutulduğu, hangi kısmının hangi düzenlemeler kapsamında kaldığı, şuyulandırma işlemleri öncesi ve sonrası niteliklerinin (ilk uygulama ve ikinci uygulama öncesi ve sonrası nitelikleri, nereden ihdas ile oluşturulduğu, vs) kadastral paftalar ve imar parselleri krokileri de getirtilerek ve gerekirse yerinde yeniden keşif yapılmak suretiyle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, raporlardaki çelişkilerin giderilmesi, 775 sayılı yasanın mülga 3. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka bir ifadeyle dava konusu taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının net bir şekilde saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalılar ... vekili, ... Belediye Başkanlığı vekili ve ... vekili temyiz etmişlerdir.
Mahkemece 16.10.2019 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucu harita mühendisince düzenlenen 26.11.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda yapılan ilk imar uygulamasının ... Belediyesi tarafından yapılan 37 No’lu imar uygulaması olduğunun belirtildiği, anılan imar uygulamasının ise idari yargı yerinde iptal edilip iptal kararının derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.