10. Hukuk Dairesi 2020/5968 E. , 2021/3651 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak ilamında belirtilen şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
Sigortalılığın tespitinde, yöntemince düzenlenerek yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilen sigortalı işe giriş bildirgesi, ilgilinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde ise de sigortalılığın kabulü açısından tek başına yeterli kabul edilemez ve bu kapsamda çalışma olgusunun da inandırıcı ve yeterli delillerle ispatlanması gerekmektedir. Bu amaçla; sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma veriliş tarihi, bildirgedeki kimlik bilgilerinin, varsa imza ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı, davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olup sonraki dönemde gerçekleşen hizmetlerinde kullanılıp kullanılmadığı saptanmalıdır.
Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, öncelikle davacının davasını somutlaştırma yükümlülüğü kapsamında işverenin kim olduğu, işyerinde ne iş yaptığı, başka çalışan olup olmadığı, idarecilerin kim olduğu, işyerinin nerede olduğu ve komşularının kimler olduğunun davacıya sorulup açıklattırılması gerektiği, ayrıca tarafların sunduğu deliller ile yetinilmeyerek, kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmek suretiyle, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır. Bu amaçla hizmeti ortaya koyabilecek belgeler, varsa Kurum görevlileri tarafından düzenlenen rapor ve tutanaklar getirtilmeli, yine davalı iş yerinde aynı dönemde bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, gerektiğinde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve bunların çalıştırdığı kimseler yeniden Kurum ve Kolluk marifetiyle yöntemince belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle iddianın somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanıp kanıtlanmadığı değerlendirilmelidir. (HGK 29.06.2005 gün ve 2005/21-409- 413, 23.12.2009 gün ve 2009/10-581-619, 10.02.2010 gün ve 2010/10-72-72, 21.09.2011 gün ve 2011/10-527– 552)
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, davacının sebze halinin yanındaki pazarda bekçilik yaptığını, iki bekçi olarak çalıştıklarını beyan ettiği anlaşıldığından, davacıdan sorulmak suretiyle, birlikte çalıştığı diğer bekçinin ismi belirlenerek, onun sigorta sicil dosyası getirtilmeli, bu şekilde işyeri sicil numarası tespit edilmeli ve işyerinin tespite konu dönem bordroları getirtilerek bordrolarda kayıtlı sigortalılara ulaşılması halinde bunlar dinlenmelidir. Davacının bekçi olarak çalıştığını iddia ettiği pazar yerini kimin işlettiği araştırılmalı, pazar yerinin esnaf odası tarafından mı belediye tarafından mı işletildiği belirlenmeli, Adana Esnaf Odasının merkezinin kuruluş tarihinin 1923 olduğu, odanın 13.06.1965 yılında Kocavezir Mahallesi parakende sebze pazarı içinde faaliyete başladığının vergi dairesi ve esnaf odasından gelen müzekkere cevaplarında belirtildiği halde, Kurum tarafından sadece 14.07.2006 tarihinde kanun kapsamına alınan 1073968 sicil numaralı işyeri esas alınarak mahkeme müzekkerelerine cevap verildiği görüldüğünden, davacıdan çalıştığını iddia ettiği işyeri adresi ve işvereni açıklattırılarak bu işveren adına 1974 tarihinde kanun kapsamında bulunan bir işyeri olup olmadığı Kurumdan sorulmalı ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek, toplanan kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.