15. Hukuk Dairesi 2021/448 E. , 2021/546 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Davacı vekili, davalının 2008-2013 dönemlerine ait aidat borçlarını ödememiş olması nedeniyle aleyhine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı, söz konusu dönemlerde borçların tümünü ödediğini, davacının temsil ve yönetim yetkisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/11/2017 tarih ve 2017/3354 E., 2017/9466 K. sayılı ilamıyla; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediğinden uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak görevli mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı site yönetimi birden fazla parsel üzerinde kurulu olup dava tarihi itibariyle sitede toplu yapı yönetimine geçilmemiş olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda KMK değil genel hükümlere göre değerlendirme yapılmasının gerektiği, bu kapsamda davalının arsa payı oranına göre ödemesi gereken aidat miktarı hesaplandığında davacının ödenmemiş borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, ödenmeyen site aidat alacaklarının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. TMK’nun 694. maddesinde paylı mülkiyetten doğan veya paylı malı ilgilendiren yönetim giderleri, vergiler ve diğer yükümlülüklerin, aksine bir hüküm bulunmadıkça, paydaşlar tarafından payları oranında karşılanacağı düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 689. maddesinde de, paydaşların, kendi aralarında oybirliğiyle anlaşarak yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme yapabilecekleri hüküm altına alınmıştır. Buna göre, davacı sitede dava tarihi itibarıyla toplu yapı yönetimine geçilmediği, yargılama sırasında 12/03/2018 tarihli yönetim planı değişikliği ile toplu yapı yönetimine geçildiği görülmekle toplu yapı yönetim planı hükümlerini uyuşmazlığa uygulama imkanı bulunmamakla birlikte, taraflar arasında sözleşme niteliğindeki ve borcun doğduğu tarihte geçerli olan... 2. Noterliğinin 23/08/1985 tarihli, 14958 yevmiye no’lu yönetim planı hükümlerinin tarafları bağladığı, hak ve borçların da buna göre belirlenmesi gerektiği halde mahkemece, yanılgılı gerekçe ile davalının arsa payı oranına göre ödemesi gereken aidat miktarı hesap edilerek bu doğrultuda hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.