14. Hukuk Dairesi 2020/2205 E. , 2020/8697 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, kendilerinin murisleri ... ile davalıların murisleri ... ve ... arasında 09.12.1960 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme tarihinde nizalı olan taşınmaza ilişkin hukuksal sürecin tamamlanamaması nedeniyle tapuda devir işleminin yapılamadığını, sözleşme tarihinde taşınmaz bedelinin 25 dönüm rayici üzerinden tamamen ödendiğini, sözleşme de kararlaştırıldığı şekilde mahkeme kararıyla taşınmazın başkasına geçmesi durumunda aynı köyden alıcının talep ettiği başka bir 25 dönüm tarla verilmesi ve devirden rücu halinde ayrıca 3.000,00TL cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalıların tapu devrine yanaşmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle murislerinden davalılara intikal eden 442 parsel numaralı taşınmazın adlarına tescilini, olmazsa aynı köyden davalılara intikal eden başka bir taşınmazın 25 dönümünün adlarına tescilini, bu da olmadığı takdirde rayiç bedel üzerinden 25 dönüm tarlaya tekabül edecek meblağın davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Davalılar, sözleşmenin zamanaşımına uğradığını, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının reddine, bedele ilişkin talebinin kabulü ile 200.000,00TL’nin davalılardan tahsiline dair verilen ilk karar tarafların temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 11.10.2012 tarihli ve 2011/19520 Esas, 2012/22757 Karar sayılı ilamı ile "Mahkemece her ne kadar davacı vekili tarafından 442 parsel numaralı taşınmazın, olmadığı takdirde 506 parsel numaralı taşınmazın mülkiyetinin verilmesi talep edilmişse de; gayrimenkul sözleşmesinin zamanaşımı süresinin 10 yıl olup davalı vekili tarafından süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu gerekçesiyle davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine karar verilmiştir. Tarafların murisleri arasında 09.12.1960 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği hususu çekişmesizdir. Sözleşme gereğince davaya konu taşınmazın zilyetliğinin sözleşme tarihinde davacı tarafa devredildiği, davacı tarafın dava tarihine kadar zilyetliklerini çekişmesiz olarak sürdürdükleri dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlediğinden söz edilmez" gerekçesiyle bozulmasına karar verimiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile 442 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan toplam 126/336 hissesinin tapu kayıtlarının iptali ile bu hissenin ... 12. Noterliğinin 09.04.2013 tarihli 02281 yevmiye numaralı veraset ilamındaki payları oranında ... ... mirasçıları adına tapuda tesciline, davacı tarafın diğer taleplerinin zamanaşımı sebebiyle reddine dair verilen hükmün davacılar vekilinin temyizi üzerine; Dairemizce “...Tarafların murisleri arasında düzenlenen 09.12.1960 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince davaya konu taşınmazın zilyetliğinin sözleşme tarihinde davacı tarafa devredildiği, davacı tarafın dava tarihine kadar zilyetliklerini çekişmesiz olarak sürdürdükleri dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlediğinden söz edilmez. Hal böyle olunca davacıların tazminata yönelik taleplerinin zamanaşımı süresi geçtiğinden söz edilerek reddine karar verilmesi doğru değildir.
Bu itibarla mahkemece, 442 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilen 126/336 hissesi dışında kalan kısmı için tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, 442 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına kayıtlı 126/336 payının tapu kaydının iptaliyle davacılar adına tesciline, 105.500,00 TL’nin davalılardan miras payları oranında alınarak davacılara mirasçılık belgesindeki payları oranında verilmesine dair hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 05.11.2018 tarihli, 2016/8237 Esas, 2018/7319 Karar sayılı bozma ilamı ile “Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
Davacı tarafın dava dilekçesinde dava konusu taşınmaza ilişkin terditli olarak talep ettiği rayiç bedel bakımından faiz talebinde bulunmadığı, ıslah dilekçesi ile faiz talebi olduğu anlaşılmakla hüküm altına alınan tazminat yönünden faiz talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetli değildir.
Satış vaadi sözleşmesi, külli halefiyet gereği satış vaadi borçlusunun mirasçılarına yöneltilmiş olduğundan hüküm altına alınan tazminattan ve yargılama giderlerinden tüm mirasçı davalıların birlikte sorumlu tutulması gerekirken mirasçılık belgesindeki hisseleri nispetinde sorumlu tutulmaları doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilerek; “... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, Killik Mevkii, 442 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına kayıtlı olan toplam 126/336 payının iptali ile bu payın ... ... hakkında ... 12. Noterliğince düzenlenen 09/04/2013 tarih, 2281 yevmiye sayılı veraset ilamındaki payları oranında davacılar adına tapuya tesciline, davacılar adına tesciline karar verilen 126/336 paydan arta kalan 210/336 payın karşılığı olan 105,500 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsisi ile davacılara ... ... hakkında ... 12. Noterliğince düzenlenen 09/04/2013 tarih, 2281 yevmiye sayılı veraset ilamındaki payları oranında verilmesine,” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Davacılar vekilinin vekalet ücretine ve yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde de, “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Eldeki davada harçlandırılmış dava değerinin 168.800,00 TL olduğu anlaşıldığından harçlandırılan değer üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davacılar yararına karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nisbi vekalet ücreti takdiri gerekmekte olup mahkemece vekalet ücretinin karar tarihine göre hesaplanmaması ve son bozma ilamından sonra yapılan yargılama giderlerinin hüküm altına alınmaması usul ve yasaya uygun değildir.
Ancak, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2). bent uyarınca davavılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 4 numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Davacılar tarafından bozma öncesi ve sonrası yapılan 10.026,72 TL harç, 1.308,65 TL yargılama giderinden ibaret olmak üzere toplam 11.335,37 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün 5 numaralı bendinde bulunan “15528,00TL” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “16.078,00TL” ibaresinin yazılmasına, hükmün HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan