9. Ceza Dairesi 2014/4037 E. , 2015/144 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ağır Ceza Mahkemesi
Terör örgütünün propagandasını yapmak, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet, görevli memura direnme ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçlarından sanık.."nin, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu"nun 7/2 ve 5. maddeleri, 2911 sayılı Kanun"un 33/1 (iki kez), 32/1 (iki kez), 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 265/1-3-4 (iki kez), 314/3, 220/6. maddesi delaletiyle 314/2. maddeleri uyarınca, 1 yıl hapis, 6 ay hapis (dört kez), 12 ay hapis (iki kez) ve 7 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli) 22.09.2011 tarihli ve 2011/34 esas, 2011/479 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04.04.2012 tarihli ve 2012/1238 esas, 2012/4590 sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, sanık müdafiinin 6352 sayılı yasa kapsamında yeniden değerlendirme yapılması talebinin reddi ile hükmün aynen infazına ilişkin aynı Mahkemenin 27/11/2012 tarihli ve 2011/34-479 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 12.02.2013 tarihli ve 2013/28 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre;
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un “Dava ve Cezaların Ertelenmesi” kenar başlıklı Geçici 1. maddesinde,
"(1) 31.12.2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adli para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı;
a) Soruşturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine,
b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.
(2) Hakkında kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi hâlinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilir. Bu süre zarfında birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlenmesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkum olunduğu takdirde, ertelenen soruşturma veya kovuşturmaya devam olunur.
3) Mahkumiyet hükmünün infazı ertelenen kişi hakkında bu mahkûmiyete bağlı olarak herhangi bir hak yoksunluğu doğmaz. Ancak bu kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlemesi halinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen mahkûmiyet hükmüne bağlı hukuki sonuçlar kişi üzerinde doğar ve ceza infaz olunur.
(4) Bu madde hükümlerine göre cezanın infazının ertelenmesi hâlinde erteleme süresince ceza zamanaşımı durur; kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi hâlinde, erteleme süresince dava zamanaşımı ve dava süreleri durur.
(5) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmiş olması hâlinde dahi, bu madde hükümleri uygulanır.
(6) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı verilmiş mahkûmiyet hükmünün infazının tamamlanmış olması hâlinde bu mahkûmiyet hükmüne bağlı yasaklanmış hakların 25.05.2005 tarihli ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesindeki şartlar aranmaksızın geri verilmesine karar verilir.
(7) Bu madde hükümlerine göre verilen kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararları adli sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(8) Bu madde hükümlerine göre kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararlarının verildiği hallerde, bu suçlar
26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun erteleme ve tekerrüre ilişkin hükümlerinin uygulanmasında göz önünde bulundurulmaz,” şeklindeki düzenleme ile birlikte,
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2. maddesinde Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır:
a) Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması.
b) Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde;
1. Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması,
2. Slogan atılması,
3. Ses cihazları ile yayın yapılması,
4. Terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi.
İkinci fıkrada belirtilen suçların; dernek, vakıf, siyasî parti, işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde veya öğretim kurumlarında veya öğrenci yurtlarında veya bunların eklentilerinde işlenmesi halinde bu fıkradaki cezanın iki katı hükmolunur.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında,
6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde düzenlenen “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesinin, AİHM kararlarında da belirtildiği üzere sadece basın hürriyeti ve siyasi düşünce açıklamalarını kapsamadığı, düşünce açıklama hürriyetini kullanmak suretiyle işlenen suçların da içerdiği, düşünce açıklamalarının dış dünyaya ne şekilde aktarıldığının önem taşımadığı, bu aktarımın, doğrudan doğruya olabileceği gibi, söz ve yazı dışında bir hareketle de gerçekleşebileceği cihetle,
Somut olayda, sanığın terör örgütü propagandası yapmak suçuna konu 18.10.2008 tarihinde katıldığı mitingte yasadışı terör örgütü lehine slogan atmak şeklindeki eyleminin gerçekleşme biçimi göz önüne alındığında ifade hürriyeti
kapsamında düşünce açıklaması niteliğinde olduğu, 6352 sayılı Kanunun düzenleniş şekli dikkate alındığında, sanığın eyleminin anılan Kanunun geçici 1, maddesi kapsamında kaldığı ve hükmolunan cezasının ertelenebileceği anlaşılmakla, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 14.03.2014 tarih ve 2014/5349/19223 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.03.2014 tarih ve 2014/106221 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma istemi incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden,... Ağır Ceza Mahkemesinin 12.02.2013 tarih, 2013/28 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.