5. Hukuk Dairesi 2021/13265 E. , 2021/14436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
- K A R A R -
Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
... 2. İş Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacının onbeş yıl sigortalılık ve üçbinaltıyüz gün prim ödeme gün sayısını doldurduğu, kıdem tazminatına hak kazanacağı, fazla çalışma yaptığı ve genel tatil günlerinde çalıştığı, karşılığının ödenmediği, yıllık izinlerin kullandırıldığı yada karşılığının ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile;
"Davacının kıdem tazminatına ilişkin talebinin kabulü ile bilirkişi raporunda hesaplanan brüt 19.276,67 TL kıdem tazminatının davacının talebi ile bağlı kalınarak temerrüt tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi düzeyinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yasal kesintilerin icra aşamasında dikkate alınmasına,
Davacının fazla mesai ücret alacağına ilişkin talebinin kabulü ile bilirkişi raporunda hesaplanan brüt 7.226,57 TL fazla mesai ücret alacağından davacının talebi ile bağlı kalınarak brüt 7.152,6 TL fazla mesai ücret alacağının 100,00 TL"sinin temerrüt tarihi olan 08/04/2016 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 02/07/2018 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi düzeyinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yasal kesintilerin icra aşamasında dikkate alınmasına, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına,
Davacının ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağına ilişkin talebinin kabulü ile bilirkişi raporunda hesaplanan brüt 1.660,23 TL ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağından davacının talebi ile bağlı kalınarak brüt 534,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının 100,00 TL"sinin temerrüt tarihi olan 08/04/2016 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 02/07/2018 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi düzeyinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yasal kesintilerin icra aşamasında dikkate alınmasına, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına,
Davacının yıllık izin ücret alacağına ilişkin talebinin kabulü ile bilirkişi raporunda hesaplanan brüt 2.196,00 TL yıllık izin ücret alacağının 100,00 TL"sinin temerrüt tarihi olan 08/04/2016 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 02/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yasal kesintilerin icra aşamasında dikkate alınmasına,
Davacının asgari geçim indirimi alacağına ilişkin talebinin kabulüyle bilirkişi raporunda hesaplanan net 594,48 TL asgari geçim indirimi alacağından davacının talebi ile bağlı kalınarak net 590,00 TL asgari geçim indirimi alacağının 100,00 TL"sinin temerrüt tarihi olan 08/04/2016 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 02/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına" karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 10/07/2019 tarih 2019/754 Esas 2019/1135 Karar sayılı kararı ile; “Davalı vekiline gerekçeli karar 11/01/2019 tarihinde, davacının istinaf dilekçesi ise 24/02/2019 de tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 12/03/2019 elektronik imzalı istinafa cevap dilekçesi ile kararın aleyhine olan yönlerinin kaldırılmasını talep etmiştir. Katılma yolu ile istinaf dilekçesinin kanunda öngörülen iki haftalık süreden sonra verildiği anlaşıldığından davalı vekilinin katılma yolu ile istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı asgari geçim indirimi hariç net 13.00,00 TL ücretle çalıştığını iddia ederken davalı asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece agi dahil en son net 1.300,00TL ücretle çalıştığı kabul edilmiştir. İmzalı 2016 şubat bordrosunda davacının ücreti brüt 1.647,00 (asgari ücret) net 1.177,46 TL"dir. Asgari geçim indirimi dahil net 1.325,69TL ödenmiştir. Davacı tanığı ... davacının 1.300,00-1.400,00 TL ücret aldığını ve bunun içinde asgari geçim indirimi bulunmadığını beyan etmiştir. Davalı tanıkları davacının asgari ücretle çalıştığını bildirmişlerdir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin onbir yılı aşan kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri gibi hususlar dikkate alındığında birkısım imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıkmaktadır. Bu durumda, davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, tanık beyanları ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.
Öte yandan davacı, dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde dava konusu alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmiştir. 01.04.2016 tarihli ihtarnamede, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının ihtarnamenin tebliğinden itibaren iki gün içinde ödenmesini istemiştir. İhtarname davalıya 05.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda, anılan alacakların tamamına 08.04.2016 temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken ıslahla artırılan kısımlarına ıslah tarihinden faiz yürütülmesi hatalıdır.
Bu açıklamalar altında davacı vekilinin istinaf isteminin belirtilen yönlerden kabulü ile, diğer istinaf itirazları incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalının katılma yolu ile istinaf talebinin süresinde olmadığından reddine” karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine kararı sonrası dosyayı ele alan ... 2. İş Mahkemesi"nce, yapılan yargılama ve verilen hükümde ilk derece mahkemesinin yapması gereken tüm usuli işlemlerin tamamlandığı, HMK’nın madde 353/1-a kapsamında bulunmayan eksiklik açısından yargılama görevinin HMK"nın 354 ile 360 maddeleri arasındaki düzenleme kapsamında Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili hukuk dairesine ait olduğu, bölge adliye mahkemesince verilen ortadan kaldırma kararının görevsizlik kararı niteliğinde olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesi olarak ... 2. İş Mahkemesi’nin görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek, görevli yargı yerinin belirlenmesi dosya Dairemize gönderilmiştir.
HMK’nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, ... 2. İş Mahkemesi ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi arasında gerçek anlamda karşılıklı olarak verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamakta olup, dosya hakkında karar verilmesine yer olmadığından dosyanın mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir.
Bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 06/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.