10. Hukuk Dairesi 2013/23176 E. , 2014/21976 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hacizli taşınmazın kıymet takdirine itiraz ve yeniden kıymet takdiri istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyizi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri, üçüncü kişilerden olan alacaklarını “kamu gücü”nün yardımını kullanarak tahsil edebilirler. Söz konusu kamu gücünün yardım ve kullanımına ilişkin usul ve esaslar 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiştir. Şüphesiz Devlet de özel hukuk kişisi olarak davrandığında, anılan kanun hükümlerinden yararlanarak alacağını tahsil edecektir. Ancak, kamu hizmetinin karşılanması amacıyla devletin kamu gücüne göre koyduğu mali yükümlerden doğan alacaklar olarak tanımlanan kamu alacaklarının tahsilinde Devlet kamu gücünün kullanımını Özel Hukuk’tan doğan alacaklar bakımından yetkili kılınan mercilerden istemez. Kamu gücünü Devlet bizzat kendisi kullanır. Bu konudaki usul ile ilgililerin hak ve ödevleri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’la düzenlenmiştir.(... ...; Açıklamalı ... Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s;...)
6183 sayılı Kanun, İcra ve İflas Kanunu"ndaki belli özellik ve teknikleri bünyesinde toplamış ise de, bir hukuk dalı olarak Kamu Hukuku ve Mali Hukuk kapsamında olup, Kamu Hukuku ve Mali Hukukun temel ilkelerine ve dolayısıyla “kıyas yasağı” na tabi bulunmaktadır. 6183 sayılı Kanunda hakkında hüküm bulunmayan durumlarda İcra İflas Kanunu hükümlerinin uygulanacağına ilişkin genel bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu nedenle açıkça atıf yapılan durumlar dışında (Örneğin; ... SK. m; ..., 100) İcra ve İflas Kanunu hükümleri uygulanamaz. (... ...; Genel İcra Hukuk İle Karşılaştırmalı Kamu İcra Hukukunda Hacizde İstihkak İddiaları ve Davaları)
6183 sayılı Kanun kapsamında haczedilen taşınmazların kıymet takdiri anılan Kanun’un 91’inci maddesinde düzenlenmiş olup, kıymet takdirine karşı başvurulacak Kanun yolları gösterilmediği gibi açık bir atıf da bulunmadığı için İcra ve İflas Kanunu’nun eldeki davada uygulanması mümkün değildir. Bu yönde, ... .... Dairesinin 27.....2013 tarih, 2013/7453 Esas, 2013/3731 Karar sayılı ilamında benimsendiği üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun "Gayrimenkul Malların Haczi ve Satışı" başlıklı üçüncü bölümünde, satış öncesinde, haciz, satış komisyonlarının oluşturulması, değer biçme, satış şartnamesinin hazırlanması, satış ilanı ve ihale yapılması gibi bazı işlemlere ilişkin yasal düzenlemelere yer verilmiş olup, söz konusu işlemlerin herbirinin idarenin tek taraflı olarak idari icra gücüyle tesis edilen zincir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olup, satış komisyonunca takdir edilen bedel üzerinden taşınmazların satışa çıkarılacağı ve satış bedeli üzerinden vergi/prim borcunun karşılanacak olması nedeniyle davacının hukuksal durumunun etkilendiğinin açık olduğu göz önüne alındığında ortada iptal/itiraz davasına konu olabilecek nitelikte, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem bulunduğu sonucuna varıldığından, söz konusu işleme karşı dava yoluyla iptal/itiraz ve yeniden bedel tespiti istenebileceği kabul edilmesi gerekmekte ise de; davaya konu taşınmazın niteliği, miktarı, davacıya ait hisseye takdir edilen kıymet, ilk ihale tarihinde takdir edilen kıymetin üzerinde gerçekleşen satış fiyatı ve olayın özelliklerine göre, takdir edilen kıymetin, günün ekonomik şartları ve emsal değerlere uygun olduğu sonucuna ulaşılması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici .... maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm gerekçesindeki "Davanın konusu davalı kurumca 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan takipte yapılan kıymet takdirine itiraz olup, 6183 sayılı Yasada bu konuda özel bir düzenleme bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu"nun kıymet takdirine itiraza ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. İcra ve İflas Kanunu"nun 128/a /... (Ek madde: .../07/2003-4949 S.K./34. md.) maddesinde: "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren ... gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Şikayet tarihinden itibaren yedi gün içinde gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilir; aksi halde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayet kesin olarak reddedilir." denilmiştir. Somut olayda; davacının kuruma olan borçlarından dolayı 6183 sayılı Kanun ve kurumun 2007/81 sayılı genelgesi uyarınca davacıya ait olan ve üzerine haciz konulan dava konusu gayrimenkulün satışına başlanıp, prosedür gereğince davacıya satış
ilanının 28.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından yukarıda anılan yasal prosedüre göre süresinde usuli itiraz ve işlemlerin yapılmadığı belli olmakla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur." kısmın silinerek hükümden çıkarılarak yerine; "Davaya konu taşınmazın niteliği, miktarı, davacıya ait hisseye takdir edilen kıymet, ilk ihale tarihinde takdir edilen kıymetin üzerinde gerçekleşen satış fiyatı ve olayın özelliklerine göre, takdir edilen kıymetin, günün ekonomik şartları ve emsal değerlere uygun olduğu sonucuna ulaşılması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir." ibaresi yazılmasına, hükümdeki "İ.İ.K. 128/a-... maddesi uyarınca USULDEN" ibaresinin silinerek hükümden çıkarılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 03.....2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.