5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/24377 Esas 2020/6008 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/24377
Karar No: 2020/6008
Karar Tarihi: 09.06.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/24377 Esas 2020/6008 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar temyiz edilmiştir. Sanığın yokluğunda verilen kararın usulsüz olduğu belirtilerek, müdafinin eski hale getirme talebinin kabul edildiği ve dosyanın incelendiği belirtilmiştir. Sonrasında ise, sanık lehine olan düzenlemelerin yer aldığı kanun maddeleri detaylı bir şekilde açıklanarak, ilgili yasal koşulların oluşup oluşmadığının saptanması gerektiği ve bu görevin yerel mahkemeye ait olduğu ifade edilmiştir. Sonuç olarak kararın bozulması ve yargılamanın sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 63. maddeleri, 5607 sayılı Kanun'un 5/2. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nin 7. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi.
19. Ceza Dairesi         2019/24377 E.  ,  2020/6008 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Aynı oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat" başlıklı 16. maddesinde, kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğin, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı düzenlenmekle, sanığın yokluğunda verilen kararın, 31/10/2014 tarihinde abisi imzasına tebliğ edildiği, ancak tebligat parçasında sanığın adreste bulunmama sebebi ile sanığın abisinin sanık ile aynı konutta ikamet edip etmediğinin ve tebligatı almaya ehil olup olmadığının belirtilmediği, bu nedenle sanık adına yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşıldığından, sanık müdafinin eski hale getirme talebinin kabulü ile öğrenme üzerine verdiği 13.05.2015 havale tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.