19. Hukuk Dairesi 2016/8870 E. , 2017/3559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, ... İcra müdürlüğünün 2008/211 esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibi yapıldığını, 716,717,706,720,722,731 nolu tarım kredi kooperatifi senetlerinden anlaşılacağı üzere davalıya ana para borcunun 4.817,00 TL olduğunu, bu borcunda 250 TL sini 11/08/2003 tarihinde ödediğini, ancak davalı kurum tarafından 35.225,00 TL ana para üzerinden icra takibi başlatıldığını, yapılan bu yanlışlığın düzeltilmesini, belirtilen icra dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile % 40 "tan aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın kurumdan müteaddit defa kredi kullandığını, yaptığı ödemelerin önceki kredilerden düşüldüğünü, kullanılan kredinin vadesinde ödenmediğini, bu nedenle başlatılan takibin haklı olduğunu belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının 06/04/2010 tarihli 9.celsede borca konu senetlerdeki imzayı inkar ettiği, bu durumun savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olup bu celse tarihi itibari ile yürürlükte olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 185 maddesi ile düzenlendiği,davalı vekilinin savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediği,dosyada alınan bilirkişi raporunda toplam takip miktarının 40.961,69 TL olarak hesaplandığı belirtilerek davanın kabulüne,,takibe konu borç likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş,hüküm davacı ve davalı vekillince temyiz edilmiştir.
Dava icra takibine konu borç senetlerinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde borç senetleri altındaki imzanın sahteliği iddiasında bulunmamış ancak 06.04.2010 tarihli celsede senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığı yönünde beyanda bulunmuştur, aynı celsede davalı vekili davacının bu beyanına karşı iddianın genişletildiği yönünde herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Celse tarihinde yürürlükte bulunan H.U.M.K. hükümleri uyarınca açıkça iddianın genişletilmesine karşı çıkılmaması nedeniyle davacının imza inkarı konusundaki savunması doğrultusundaki delillerin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ,hatta bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmış iken imza incelemesi konusunda bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. Mahkemece davaya konu müşterek ve müteselsil borç senedi nedeniyle davacıya Tarım Kredi Kooperatifi tarafından ödeme yapılıp yapılamadığının araştırılarak eğer ödeme yapılmış ise davacının kendisine yapılan bu ödeme nedeniyle ödeme miktarıyla sorumlu olduğunun da dikkate alınarak toplanacak tüm deliller doğrultusunda varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.