Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3510
Karar No: 2019/5598

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/3510 Esas 2019/5598 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2019/3510 E.  ,  2019/5598 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davadan dolayı Yerel Mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 28/09/2017 gün ve 2016/1156 E. -2017/7039 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiğ....... mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 9885.12 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Daire tarafından bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Dairenin 15/12/2008 gün 13384-17543 E.-K sayılı kararında özetle; “Tescile konu taşınmaz, yörede 1975 yılında 766 sayılı Kanuna göre yapılan genel arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılmışsa da, kadastro paftasının orijinal fotokopisi getirtilmediğinden tesbit harici bırakılma nedeni saptanamamıştır. Yörede 1977 yılında yapılan orman kadastrosunda tahdit dışında bırakılan taşınmazın güney doğusunda 356 ve 358 parsel sayılı taşınmazlar bulunduğu ve bu parsellere revizyon gören 301 numaralı vergi kaydının getirtilerek taşınmaz yönünü ne şekilde sınır gösterdiği belirlenmemiş, taşınmazın güney batısından geçen dere yatağında kalıp kalmadığı, aktif dere yataığı olup olmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, taşınmaz ile dere arasında kot farkı bulunup bulunmadığı hususlarında jeoloji mühendisi dinlenilmek suretiyle araştırma da yapılmamıştır. Ayrıca; davacı ve miras bırakanı yönünden 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki kısıtlamalar kadastro müdürlüğünden sorulmamıştır. Bu nedenle taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile M.Y.’nın 713. maddesine dayanılarak açılan davalarda dava tarihinden, kadastro tespitine itiraz davalarında ise tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve orman sayılan yerlerden değil ise imar ihya ve zilyetlik olgusunun araştırılması gerekir” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine, fen bilirkişi krokisinde (A) harfiyle gösterilen 9885.12 m2 yüzölçümündeki dava konusu taşınmazın orman vasfı ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.09.2017 tarih ve 2016/1156-2017/7039 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 06/09/1977 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 21/10/1975 tarihinde yapılmış ve sonuçları 30/06/1977-31/07/1997 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir.
    Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır Şöyleki; hükme dayanak yapılan ziraat ve orman bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın genel eğiminden bahsedilmiş ise de eğimin neye göre belirlendiği, klizimetre ile ölçülüp ölçülmediği açıklanmamış, taşınmazın niteliğinin saptanması bakımından taşınmazın bulunduğu yeri kapsar en eski tarihli ve dava tarihinden 15- 20 yıl öncesini gösteren resmî belgeler getirtilerek keşifte usulünce uygulanmamış, bu belgelerde taşınmazın tasarruf sınırları ve imar ihya edilen kısımlarının hangi yıllara denk geldiği belirlenmediğinden ve raporlar denetime elverişli olmadığından taşınmazın evveliyatının orman olup olmadığı ve gerçek kişiler lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan orman tahdit çalışmalarının tamamının dosya arasına getirilmediği ve bu orman tahdit çalışmalarına göre taşınmazın tahdit hattının neresinde kaldığı belirlenmediği gibi dava konusu taşınmaz ve çevresi geniş çaplı kroki üzerinde gösterilmemiş yine dava konusu taşınmaza komşu 158 nolu parsele ait vergi kaydının bulanmadığından bahsedildiği halde diğer yönünden 156 ve 158 parsel sayılı taşınmazların her ikisine de 301 nolu vergi kaydının uygulandığı açıklanmış olup bu çelişki giderilmemiş yine 301 nolu vergi kaydı incelenmiş ise de aynı vergi kaydının malikleri farklı olan her iki taşınmaza neden uygulandığı anlaşılamamış, vergi kaydında dava konusu taşınmazın yönünün ne olarak okunduğu kesin olarak tespit edilememiş ve vergi kaydının güneyinde okunan Ali Duman isimli kişiye ait taşınmaz olup olmadığı da belirlenmeden hüküm kurulmuştur.
    O halde, mahkemece, dava konusu taşınmazın geniş çaplı krokisi ile bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyaları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1977 yılında yapılıp 12.09.1977 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, daha sonra 1990 yılında 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulamaları ile 2012 de yapıldığı anlaşılan ek-4 madde çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri ile çekişmeli taşınmazı kapsayan en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava açılış tarihi olan 2005 yılından 15-20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, önceki bilirkişiler dışında halen....... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir harita mühendisi ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık olup olmadığı değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli;
    Kesinleşmiş orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde haritaları ile tapulama paftası haritaları ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların orman kadastrosu ve aplikasyon hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa 2/B madde uygulaması ve aplikasyon haritalarındaki sınır noktalarının gösterildiği kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle rapor alınıp dosyaya konulmalı, yine dava konusu taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterilmeli; en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihi olan 2005 yılından 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak bilirkişilerce incelenip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığını gösterir bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir.
    Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının anlaşılması halinde keşif sırasında, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, teknik bilirkişilerin huzurunda dinlenmeli, yerel bilirkişiler ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, 301 nolu vergi kaydının yönleri kesin olarak belirlenerek hangi taşınmaz ya da taşınmazlara uyduğu kesin olarak belirlenmeli yine aynı vergi kaydının 156-158 parsellerin her ikisine de neden revizyon gördüğü belirlenmeli vergi kaydının maliki olarak gözüken ...... adına dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede komşu başka taşınmazların tespit ve tescil edilip edilmediği araştırılmalı; tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, taşınmazın eğimi klizimetre ile ölçülmeli yine topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40; kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir hükmü gereğince davacının belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmaz dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtığı bir başka tescil davasının bulunup bulunmadığı mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli şayet yasal sınırların geçildiği anlaşılırsa dava konusu taşınmaz yönünden davacıya tercih hakkı tanınmalı tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, Dairemizce onama kararı verilmesi doğru olmadığından karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 28/09/2017 gün ve 2016/1156 E. -2017/7039 K. sayılı onama kararının kaldırılarak, yerel mahkemenin 21/05/2015 tarih ve 2009/161 E- 2015/288 K. sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatıranlara iadesine 07/10/2019 günü oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi