MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ...Köyü Tüzel Kişiliğini temsilen ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar .... ve Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine asıl davada 11/12/2012, birleşen davada 07/02/2013 gününde verilen dilekçe ile meraya tecavüz nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle daha önceden belirlenen 19/06/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı adına gelen olmadı, karşı taraf davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü vekili Avukat... geldi, diğer davalı ... İnş. Tic. San. Ltd. Şti. adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, meraya tecavüz nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili asıl davada; davacı, köy tüzel kişiliğine ait... İlçesi ...Köyünde kain mera vasfındaki taşınmazda davalılar tarafından toprak, taş, çakıl ve kum çekilerek bu malzemelerin duble yol çalışmasında dolgu malzemesi olarak kullanıldığını, yeni yolun her iki tarafında köy merasından malzeme çekildiğini, malzeme bedeli ödenmediği gibi meranın da düzeltilip eski haline getirilmediğini, asıl işverenin Karayolları Genel Müdürlüğü, taşeronun ise diğer davalı ... İnşaat Ticaret Sanayi ve Limited Şirketi olduğunu belirterek köy merasından çekilen dolgu malzemesi bedelinin davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur.
Birleşen davada ise; aynı gerekçeyle davalı ... İnşaat Ticaret Sanayi Limited Şirketi ve ... İş Ortaklığı aleyhine maddi tazminat istemli davayı açmıştır.
Davalı ... İnşaat Ticaret Sanayi ve Limited Şirketi vekili; yol yapım ihalesinin kendilerinin ortağı olduğu ... İnşaat Ticaret Sanayi Limited Şirketi ve ...
İş Ortaklığı tarafından alındığını ve çalışmaların ortaklık tarafından yürütüldüğünü, bu nedenle sadece ... İnşaat Ticaret Sanayi ve Limited Şirketi"ne husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca asıl sorumlunun Karayolları Genel Müdürlüğü olduğunu, davacı muhtarlığın ise aktif dava ehliyeti bulunmadığını belirterek, davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili; yol yapım işinin yüklenici olarak ... İnşaat Ticaret Sanayi ve Limited Şirketi ve ... İş Ortaklığı tarafından yapıldığını, asıl sorumluluğun yükleniciye ait olduğunu, iddia edildiği gibi köye ait meradan dolgu malzemesi alınmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın 6100 sayılı HMK madde 114/1-d ve 115/2. maddeleri uyarınca aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde davacı vekilinin 07/02/2013 tarihli dilekçe ile ... İnşaat Nakliyat Ticaret Sanayi Limited Şirketi ve ... İş Ortaklığı aleyhine asıl dava ile aynı talepli dava açtığı ve... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 12/03/2013 gün, 2013/66 esas ve 2013/102 karar sayılı ilamı ile aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunması, tarafların benzer kişiler olması sebebiyle dava dosyasının temyize konu... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/423 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, yargılamanın 2012/423 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, karar verildiği ancak mahkemece birleşen davayla ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hükmün sonuç kısmında ise, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
Mahkemece açıklanan bu yasal düzenleme ve kanunun emrdeici hükmü gözetilmeksizin, asıl ve birleşen davalar iki ayrı dava olmasına rağmen, birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.