Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/4680 Esas 2020/2155 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4680
Karar No: 2020/2155
Karar Tarihi: 17.02.2020

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/4680 Esas 2020/2155 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkların dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandıkları davada, satılık zeytin bahçesi olarak gösterdikleri yerin tapu kaydında bulunmadığı belirlendi. Sanıkların savunmaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak mahkemenin kararı doğru görüldü. Ancak, iştirak halinde suç işledikleri için yargılama gideri olan vekalet ücretinden eşit olarak sorumlu tutulmaları yerine, \"...sanıklardan alınarak katılana verilmesine\" şeklinde karar verilerek yöntem belirtilmediği için hüküm bozuldu. Mahkeme kararı TCK 157/1, 62, 50, 52. maddeleri ve CMK 253, 254, 326/2, 322, 5271 sayılı yasaları kapsar.
15. Ceza Dairesi         2018/4680 E.  ,  2020/2155 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK 157/1, 62, 50, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet (ayrı ayrı)

    Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ... müdafii ile sanıklar ... ve ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanıklara atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
    Sanıkların, zeytin bahçesi satın almak isteyen katılana satılık zeytin bahçesi olarak ... Köyü ... Mevkiinde bulunan tarlayı gösterdikleri, ancak tapuda...Köyü ile ... Köyü arasında... Mevkiinde bulunan tarlayı sattıkları, katılana gösterdikleri yerin değerinin 35.000 TL civarında, tapu kaydında satışı yapılan yerin değerinin ise 15.000 TL civarında olduğu, bu şekilde katılanı dolandırdıkları ve üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanıkların savunmaları, katılan ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından, sanıkların mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ... müdafii ile sanıklar ... ve ...’in sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    İştirak halinde suç işleyen sanıkların neden oldukları yargılama gideri olan vekalet ücretinden eşit olarak sorumlu tutulmaları yerine, 5271 sayılı CMK"nın 326/2 maddesine aykırı olacak şekilde, "...sanıklardan alınarak katılana verilmesine" şeklinde karar verilerek vekalet ücretinin hangi yöntemle tahsil edileceğinin karar yerinde gösterilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafii ile sanıklar ... ve ...’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin 11 nolu kısmındaki “...sanıklardan alınarak katılana verilmesine” ibaresinin çıkarılarak, yerine “...sanıklardan eşit oranda alınarak katılana verilmesine” ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.