10. Hukuk Dairesi 2014/5968 E. , 2014/21903 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Uşak 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 23.01.2014
No : 2013/167-2014/36
Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Kurumca, 10.09.1984 - 10.10.1984, 22.09.1986 - 02.12.1986, 16.09.1989 - 31.12.1990, 29.04.1994 - 02.06.1997 tarihleri arasında 4 yıl 7 ay 28 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilen ve 10.09.1984 - 10.10.1984, 22.09.1986 - 02.12.1986, 16.09.1989 - 31.12.1990 tarihleri arasında ekmek fırını, 29.04.1994-02.06.1997 tarihleri arasında kahvehane işletmeciliği faaliyetinden vergi kaydı, 13.09.1989 - 15.03.1999 tarihleri arasında F... Odası"nda, 29.04.1994 - 01.09.1997 tarihleri arasında K... Odası"nda kaydı, 10.10.1984 - 30.04.1999 arasında sicil kaydı olan ve ilk 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık tescili 10.03.1985 tarihinde 10.09.1984 tarihi itibari ile yapılan davacı, 11 yıl 11 ay 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitini istemiş, Mahkemece davanın kabulü ile davacının 11.10.1984 - 21.09.1986, 03.12.1988 - 15.09.1989, 01.01.1991 - 28.04.1994, 03.06.1997 - 01.09.1997 tarihleri arasındaki dönemde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı Kanun"un 24"üncü maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Kanun Bağ-Kur"lu olabilme yönünden, söz konusu 24"üncü maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Kanun , sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir
Davacının, 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kaydının yapıldığı tarihte yukarıda açıklanan 2654 sayılı Kanun ile getirilmiş şekli yürürlüktedir ve sigortalılık niteliğinin varlığı sorunu da, anılan düzenleme doğrultusunda çözümlenmelidir. Belirtmek gerekirse anılan düzenlemenin açıkça değindiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma” olgusunun varlığı zorunlu ve asli unsur olup, vergi dairesine ve meslek kuruluşuna kayıtlı olmak; anılan çalışmayı doğrulayan bir şekil şartından ibaret olduğu cihetle aksinin kanıtlanması olanaklıdır. Diğer bir anlatımla, bu gibilerin mesleki faaliyetlerine son verdiklerinin kanıtlanması halinde, artık somut bir çalışmaya dayanmayan, soyut ve sadece evrak üzerindeki oda ve vergi kaydına itibar edilerek kişiyi sigortalı saymak, Kanunun amacına aykırı olacağı açıktır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, 2654 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu dönemde bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş olması, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını düzenlemesi karşısında özellikle davacının 2654 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasanın yürürlükte bulunduğu 22.03.1985 tarihine kadar davacının vergiden muafiyet durumu araştırılmalı ve dava konusu tüm dönem bakımından davacının sigortalı sayılıp sayılamayacağı yönünden kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığı olgusu usulünce araştırılıp, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.