Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2017/3370
Karar No: 2021/6526
Karar Tarihi: 11.11.2021

Danıştay 4. Daire 2017/3370 Esas 2021/6526 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/3370
Karar No : 2021/6526

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu … Seyahat ve Turizm Acentası Limited Şirketi'nin borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idarece, amme alacağı için yapılan malvarlığı araştırmasında asıl borçlu şirket adına kayıtlı 3 adet araç üzerine e-haciz uygulandığı, söz konusu borcun şirket adına kayıtlı malvarlığından tahsilinin mümkün olmadığı belirtilmiş ise de asıl borçlu şirkete ait 3 adet aracın haciz edilip satışı yapıldıktan sonra asıl borçlu şirketin vergi borçlarının kısmen de olsa tahsili yoluna gidilip gidilmediği ve asıl borçlu şirketin üçüncü kişilerden 7.992.522.20-TL alacağı olduğunun iddia edildiği, davalı idarece bu hususta bir araştırma yapılıp yapılmadığı, anılan şirket hakkında ülke çapında tapu sicil müdürlükleri, trafik tescil şube müdürlükleri ve bankalar nezdinde dava konusu ödeme emrinin düzenlenmesinden önceki bir tarihte malvarlığı araştırması yapılıp yapılmadığı sorulmasına rağmen sorulan hususlar hakkında açıklama yapılmadığı, sunulan belgelerden dava konusu ödeme emrinin tarihi olan 08/03/2016 tarihinde saat 15:19'da trafik tescil kayıtlarına ilişkin araştırma yapıldığı, gayrimenkul ve banka mevduatı konusunda araştırma yapılmadığı anlaşıldığından şirket yönünden haciz işlemi sonuçlanmadan, asıl borçlu şirketin malvarlığı gerektiği gibi araştırılmadan dolayısıyla amme alacağının şirketten tahsili imkanı kalmadığı hususu ortaya konulmadan düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı ödenmemiş amme alacağından kanuni temsilci ve ortak sıfatıyla sorumlu olduğundan yapılan işlemler hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar kararın bozulmasına sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yazılı olanlarca bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı düzenlenmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Terimler” başlıklı 3.maddesinde, amme borçlusu veya borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade ettiği belirtilmiş, tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi ise, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacakları şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun "Mal Bildirimi" başlıklı 59.maddeisnde, mal bildiriminin borçlunun gerek kendisinde, gerekse üçüncü şahıslar elinde bulunan mal, alacak ve haklarından borcuna yetecek miktarın, nevini, mahiyetini, vasfını, değerini ve her türlü gelirlerini veya haczi kabil mal veya geliri bulunmadığını ve yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödiyebileceğini yazı ile veya sözle tahsil dairesine bildirmesi olduğu, "Mal Bildiriminde Bulunmayanlar" başlıklı 60. maddesinde ise kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun, 15 günlük müddet içinde borcunu ödemediği ve mal bildiriminde de bulunmadığı takdirde mal bildiriminde bulununcaya kadar bir defaya mahsus olmak ve üç ayı geçmemek üzere hapisle tazyik olunacağı hükme bağlanmıştır.
Bu çerçevede, 213 sayılı Kanunun 10. maddesi hükmüne göre kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için, asıl borçlu şirket nezdinde vergi borcunun usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk ve tebliğ safhalarından geçerek kesinleştirilmesi ve amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut biçimde ortaya konulması, gerekmektedir.
Dosyada, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket adına ödeme emirleri düzenlendiği, şirkete ait araçlara e-haciz uygulandığı, haczin sürdüğünden şirket yönünden haciz işlemi sonuçlanmadan, asıl borçlu şirketin malvarlığı gerektiği gibi araştırılmadan dolayısıyla amme alacağının şirketten tahsili imkanı kalmadığı hususu ortaya konulmadan kanuni temsilci davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, asıl borçlu şirkete ait …, …, … plakalı araçlar üzerine davalı idarece e-haciz konulmuş ise de, dava konusu ödeme emirlerindeki amme alacağının tutarı da dikkate alındığında araç satışı ile elde edilecek paranın davalı idarece tahsil edilecek tutarın amme alacağını karşılamayacağı açıktır.
Ayrıca, mahkemece asıl borçlu şirketin üçüncü kişilerden 7.992.522.20-TL alacağı olduğunun iddia edildiği, davalı idarece bu hususta bir araştırma yapılıp yapılmadığı ara kararla sorulmasına rağmen davalı idarece herhangi bir açıklama yapılmadığından malvarlığı araştırmasının gereği gibi yapılmadığı sonucuna varılmış ise de; yukarıda yer verilen 6183 sayılı Kanunun 60. maddesi ile kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun borcu ödemesi yada mal bildiriminde bulunması gerektiği düzenlendiğinden davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket tarafından mal bildiriminde bulunularak 3.kişilerden alacağı olduğu bildirilmediği sürece davalı idarece bu hususun bilinemeyeceği açık olduğundan mahkeme kararının kaldırılması isteminin reddine dair bölge idare mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 11/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi