4. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2353 Karar No: 2018/4905 Karar Tarihi: 19.06.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/2353 Esas 2018/4905 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2018/2353 E. , 2018/4905 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı T.C....İlçesi ...Köyleri Sulama Birliği vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/02/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/06/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının...İlçesi, ...Köyü 3284 parsel sayılı arazisini, arazi içerisinde bulunan yeraltı suyu kuyusundan suladığını, yeraltı suyu kuyusunun davacı Birliğin sulama havzası içinde yer aldığını, bu nedenle Birliğe 2009-2010-2011-2012 yıllarına ait ödenmeyen sulama borcunun olduğunu, davalı aleyhine...İcra Müdürlüğünün 2013/331 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile haksız itiraz nedeniyle icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulüne,...İcra Müdürlüğünün 2013/331 esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden davalı borçlunun %20 oranında davacıya icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız ve alacağın likit olması zorunludur. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin öngörülebilir olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez. Somut olayda; dava konusu alacağın varlığı bilirkişi raporu ile saptanmış olduğundan alacak likit değildir. Dolayısıyla itirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki "likit" yani muayyenlik ve belirlenebilirlik koşulu gerçekleşmemiştir. Bu durumda, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece yasal koşulları bulunmadığı halde, icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmeyip kararın bozulması gerekirse de, belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle hüküm fıkrasının icra inkar tazminatına ilişkin (2) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.