Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/12388
Karar No: 2019/3226
Karar Tarihi: 27.03.2019

Sahte fatura düzenlemek - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12388 Esas 2019/3226 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, 2008-2013 yılları arasında sahte fatura düzenlemekten suçlu bulunan sanığın, ayrıca sahte fatura kullanma suçuyla ilgili açılmayan davalar için mahkumiyet hükmü verilmesinin mümkün olmadığına hükmetti. Ayrıca sahte fatura düzenleme suçunun kanıtlanması için daha detaylı bir inceleme yapılması gerektiği belirtildi. Kararda, 5271 sayılı CMK'nın 225. maddesi, VUK'nin 367. maddesi, TCK'nin 43. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi ele alındı.
11. Ceza Dairesi         2016/12388 E.  ,  2019/3226 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte fatura düzenlemek
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- 5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; Konya Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 27.12.2013 tarihli ve 2013/21035 Esas sayılı iddianamesi ile mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan kamu davası açıldığı, “sahte fatura kullanma” suçundan VUK"nin 367.maddesine göre verilen mütalaa ve açılmış bir dava bulunmadığı; birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarının birbirine dönüşmeyeceği gözetilmeden, iddianame kapsamı dışına çıkılarak sanık hakkında dava açılmayan sahte fatura kullanma suçlarından mahkûmiyet hükümleri kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 225. maddesine muhalefet edilmesi,
    2- Mükellef sanığın 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddia olunarak açılan davada; vergi raporlarında, toptan madeni yağ satışı - oto yedek parça satacağı beyanı ile mükellefiyet tesis ettiren mükellefin, mükellefiyet süresinin 19/08/2008 - 31/08/2008 tarihleri arasında olduğu, resen terk ettirilmesine, mal alışı ve bir dönem hariç hiç bir beyan-bildirimi bulunmamasına rağmen, kullanan karşıt firmaların Ba bildirimlerine göre, farklı mükelleflere 2008 yılında 134.785,00 TL tutarında 35 adet; 2009 yılında 855.439,00 TL tutarında 218 adet; 2010 yılında 1.660.990,00 TL tutarında 326 adet; 2011 yılında 6.676,00 TL tutarında 1 adet ve 2013 yılında 8.000,00 TL tutarında 1 adet fatura düzenlediğinin tespit edilmesi; sanığın savunmasında, “Ağustos 2008 yılında kendime ait kamyonu satarak söz konusu iş yerini açtım. 3 ay sonra iflas ettik ve ben cezaevine girdim. Daha sonra bu iş yerini kapattım ve faaliyetini durdurdum. Bu durumu ... Vergi Dairesine bildirdim. Bu bildirime ilişkin evrakı cezaevine girince kaybettim. Dosya içerisinde mevcut olan 2008 yılına ait fatura asılları gerçek bir ticari alışverişi yansıtmaktadır. Ancak vergi müfettişi raporunda geçen 2009-2010-2011-2013 yıllarına ait düzenlenen faturaları kesinlikle ben düzenlemedim. Ben 2008 yılında 2 cilt fatura bastırmıştım. Onları kullandım.” diyerek suçlamaları kabul etmemesi; ancak savunmasını destekleyecek bilgi,belge sunmaması, matbaa basım bilgi formuna göre tek seferde 50 cilt fatura basım bilgisinin bulunması ve mükellefiyetin adreste bulunmama nedeni ile re"sen terkin edilmiş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
    a) Davaya konu sahte olduğu iddia olunan faturalardan 2008 yılına ait 3 adedinin dosyada bulunması, diğer yıllara ait fatura bulunmaması nedeniyle, vergi dairesinden ve Ba formlarına göre, faturaları kullandığı tespit edilen kişi/şirketlerden, her yıl için kanaat oluşturacak sayıda faturanın temin edilmesi,
    b) Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylediği takdirde örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
    c) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
    aa) Faturaları kullandığı belirlenen kişi veya şirketler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
    bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığını araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
    cc) Faturaları kullanan mükellef kişi veya şirket yetkililerinin CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmeleri; sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
    d- 2008 yılı yönünden, 31.08.2008 olan re"sen terkin tarihine kadar olan faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; mükellef sanığa ait, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılarak, mükellef ile kullanan kişi veya şirketlerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması,
    3- Sahte belge düzenleme suçunda suç tarihinin, düzenlenen son fatura tarihi olduğu gözetildiğinde, son faturaların tespiti yerine, karar başlığında suç tarihinin “2008-2009-2010-2011-2013 ” olarak eksik gösterilmesi,
    4- 2008, 2009 ve 2010 yıllarında birden fazla fatura düzenlendiğinin kabul edildiği halde, TCK’nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    5- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 27.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi