Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1000
Karar No: 2016/10232
Karar Tarihi: 23.05.2016

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/1000 Esas 2016/10232 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2016/1000 E.  ,  2016/10232 K.

    "İçtihat Metni"

    Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/04/2015 tarihli ve 2015/37698 soruşturma, 2015/20678 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin, ... 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 29/05/2015 tarihli ve 2015/3155 değişik iş sayılı kararının, ...Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/12/2015 gün ve 372860 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, şikâyetçinin, şüphelilerin kendisine yönelik hakaret ve tehditte bulundukları iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu şüpheliler hakkında kamu davası açmaya yeterli derecede şüphe oluşturacak delil olmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."" şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/11/2007 tarihli ve 2007/9636-9375 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun"un kendisine yüklediği soruşturma görevini hiç yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, müşteki tarafından öne sürülen iddia ile ilgili olarak şüphelinin savunmasının alınması, tanıkların dinlenmesi, şüpheliler hakkındaki diğer dosyaların da getirtilerek olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmesi karşısında, anılan Kanun"un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:

    Tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 07/04/2015 tarihli kararıyla, delil yetersizliği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müşteki ..."ın karara süresinde itirazı üzerine, ... 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/05/2015 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyerek, reddeden merci kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    Aynı Kanun"un 6545 sayılı Kanun’la değişik “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
    “(3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
    Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    Diğer taraftan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
    İnceleme konusu somut olayda; müşteki ...Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu 29.12.2014 tarihli dilekçesi ile 17.02.2015 tarihli kolluk ifadesinde, şüpheliler ... ve ..."ın daha önceden evine gelerek eşini darp ettiklerini, bu olayla ilgili davanın ... . Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/270 esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, bu olaydan sonra şüphelilerin kendisini cep telefonundan arayarak ölümle tehdit ettiklerini ve hakaret ettiklerini, can güvenliğinin olmadığını beyan ettiği görülmektedir.
    Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekinin iddiasıyla ilgili hiçbir araştırma yapılmadan, benzer konularla ilgili daha önceden de başvurusunun olduğu ve hepsinde aynı tanık adını bildirdiği gerekçesiyle doğrudan takipsizlik kararı verilmiştir. Müştekinin şikayet dilekçesi ve ifadesinde mantık hataları ve tutarsızlıklar görülmekle birlikte, beyanlarına itibar edilemeyeceğine ilişkin dosya içerisinde herhangi bir rapor bulunmadığı gibi bu yola tevessül de edilmemiştir. Bu nedenle, iddiaların tutarlı olup olmadığı ve soruşturmayı gerektirip gerektirmediğinin belirlenmesi açısından, müştekinin iddia ettiği yaralama dosyasının bulunup bulunmadığı araştırılıp, itiraz dilekçesinde olayın tanığı olarak bildirdiği ... isimli kişinin dinlenmesi, soruşturmayı gerektirir nitelikte delil bulunması halinde, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için şüphelilerin de savunması alınarak sonucuna göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerekmektedir.
    Öte yandan müştekinin aynı şüpheliler hakkında benzer iddiaları sürekli gündeme getirdiği ve her bir olayda aynı tanık ismini bildirdiğine yönelik gerekçeye gelince; Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekinin başvurularıyla ilgili tüm evrakın birer örneğinin denetime olanak verecek şekilde dosyaya konulmadığı, sadece aynı şüphelilerle ilgili daha önceden verilen bir adet takipsizlik kararının konulduğu görülmektedir. Bu nedenle şikayet hakkının kötüye kullanılıp kullanılmadığı da bu aşamada anlaşılamamaktadır.
    Bu itibarla, itiraz merciince soruşturmanın eksik yapılmış olduğu gözetilerek, öncelikle soruşturmanın tamamlanması için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi ve soruşturmanın tamamlanmasından sonra, itirazın kabulü veya reddi yönünde bir karar verilmesi gerekirken, bu süreç işletilmeden doğrudan itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1-... 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 29/05/2015 tarihli ve 2015/3155 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 23/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi