11. Hukuk Dairesi 2018/4303 E. , 2019/5820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/02/2017 tarih ve 2016/26 E- 2017/21 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 28/06/2018 tarih ve 2018/106 E- 2018/749 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin kuruluşundan bu yana 28 yıldır tıbbi cihazların ithalatı ve satışı işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirketin LEOFARMA markasını 29.06.2000 tarihinde 10. ve 37. sınıflarda (Tıp ve veterinerlik için alet ve cihazlar. Makinelerin tesisi, bakımı ve onarımı) 2000/13098 tescil numarası ile TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, ayrıca şirketin ticaret unvanının asıl unsurunu içeren "leofarma.com" alan adının şirketin internet adresi olarak kullanıldığını, davalı ...’nun şirket ortağı iken 03.07.2015 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığını ancak şirket ile hiçbir bağı kalmayan davalının leofarma.com alan adını kullanmaya devam ettiğini, 07.01.2016 tarihinde kendisinin kurduğu diğer davalı ... Ltd. Şti.’ye bu alan adı ile yönlendirme yaptığını, alan adının şirketin gayri maddi varlıkları arasında yer aldığını, dolayısıyla şirketten ayrılan ortağın marka, alan adı vs. varlıklar üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığını, müvekkili şirketin ticaret unvanı ve tescilli markası olan “LEOFARMA” markası ile iltibas oluşturan “leofarma.com” alan adının davalı tarafça kullanımının ve bu alan adı ile kendi kurmuş olduğu diğer davalı şirkete yönlendirme yapmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek davalının internet alan adını müvekkiline devretmesine, bu mümkün olmaması halinde terkinine ve alan adına erişimin kapatılması suretiyle ihlalin ortadan kaldırılmasına, davalıların markaya tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin men ve önlenmesine, “Leofarma” ibareli her türlü tanıtım vasıtasının toplatılarak imhasına, mahkeme kararıyla gazetelerde 3 gün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının tek amacının müvekkilini zarara uğratmak olduğunu, www.leofarma.com alan adının müvekkiline de ait olmadığını, davacı yanın iddia ettiği gibi direkt yönlendirmenin de internet sitesinde bulunmadığını siteye girenin kendi isteği ile tıklaması halinde ... sitesine girilebildiğini, www.leofarma.com alan adının davalılara ait olmadığını, müvekkili firma ile çalışan dava dışı firma adına kayıtlı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “www.leofarma.com” alan adının 11.06.1998 tarihinde dava dışı yabancı menşeili LEOFARMA MEDICAL PRODUCTS CO.LTD. şirketine tahsis edildiği, davacı tarafça sunulan belgede "leofarma.com" alan adının LEOFARMA MEDICAL PRODUCTS CO.LTD. şirketine ait olduğunun belirtildiği, burada bildirilen adres ile davacı şirket adresinin bulunduğu caddenin aynı olduğu, Web arşiv kayıtlarında "www.leofarma.com" sitesinin Leofarma Medikal Products Industy And Trade Co., LTD. firmasına ait olduğu, bu firmaya ait sicil kayıt numarasının davacı firmanın ticaret sicil numarası ile aynı olduğu, dava konusu internet sitesinin davacı şirket bilgilerinin kullanılarak alınmış olduğu ve bu şirket için kullanılmış olduğu, davalı ...’nun şirket ortağı ve müdürü olduğu dönemde bu sitenin, davacı şirket adına alınmış olduğu, site kullanımına ilişkin bilgi ve şifrelerin davalıda bulunabileceği, davalının şirketten ayrıldıktan sonra bu siteden davalının kendi sitesine yönlendirme yapılmasının da bu ihtimali kuvvetlendirdiği, davalıların eylemlerinin 556 sayılı KHK’nın 9/1 (b) ve 61 (a) maddeleri uyarınca davacının marka haklarına tecavüz ve TTK 54 vd. maddeleri kapsamında haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının davacıya ait "Leoforma" markasına yapmış olduğu tecavüzün tesipiti ile haksız rekabet eylemlerinin men"ine ve önlenmesine, davacının davalıya ait olduğunu iddia ettiği alan adına ilişkin kaldırma ve engelleme taleplerinin bildirilen internet adresinin sahiplik bilgilerine ulaşılamaması nedeni ile reddine, davacının davalıya ait her türlü tanıtım vasıtası (basılı evrak, katvizit vs) toplatılması ve imhasina ilişkin talebinin dosya kapsamında davalıya ait bu tür tanıtım vasıtalarının tespit edilememiş olması nedeni ile delil yetersizliği nedeni ile reddine, mahkeme kararının ilanına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; “www.leofarma.com” alan adının davanın taraflarına ait olmadığı, internet sitesinin davalı tarafça kullanıldığının belirlenemediği, davalı ...’nun sırf davacı şirketin eski ortağı ve müdürü olması nedeniyle bu dönemde elde ettiği bilgiler olabileceği yönünde herhangi bir delil ile desteklenmeyen ve sadece kanaate dayalı olan, çıkarıma göre bir sonuca varılmasının da mümkün bulunmadığı, mevcut delillere göre dava konusu eylemin yapıldığı ileri sürülen internet sitesinin davalı tarafça yapılıp yönledirildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davacı vekilinin istinaf itirazlarının ise HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka hakkına yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile meni istemine ilişkindir. Mahkemece, davalıların eylemlerinin 556 sayılı KHK’nın 9/1-b ve 61-a maddeleri uyarınca davacının marka haklarına tecavüz ve TTK 54 ve devamı maddeleri kapsamında haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince dava konusu eylemin yapıldığı ileri sürülen internet sitesinden davalılar tarafından kendi internet sitesine yönlendirilme yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, 556 sayılı KHK’nın 9/2-e maddesi “Aşağıda belirtilen durumlar, birinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması.” ile aynı Kanunun 61. maddesi “Aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılır: a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9"uncu maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. c) Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak. d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” düzenlemesini içermektedir. Anılan kanun maddeleri uyarınca tescilli markanın aynısı veya benzerinin başkaları tarafından internet ortamında ticari etki yaratacak şekilde kullanılması marka hakkına tecavüz oluşturacağından, “www. leofarma.com” sitesinde davacı adına tescilli markanın alan adı olarak kullanıldığı ve bu alan adına girildiğinde davalının isim ve adresinin çıktığı, davalının isim ve adresinin yer aldığı bu linke tıklandığında davalılara ait internet sitesine yönlendirme yapıldığının anlaşılmasına göre, davalıların eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bölge adliye mahkemesince davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.